Saturday, July 5

türkçe konuş anlamıyom çok gücüme gidiyon

ne yazık ki cahilliğe sınır koyulamadığı için "yeaa geleceğim yazıp gelicem okuyoruz işte bu yüzden türkçe aslında yazıldığı gibi okunan bir dil değildir" argümanıyla dilbilim tarihinde bir devrim yarattığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. fakat olay aşağıdaki tweetle bambaşka bir boyut kazandı:

hayatını bir gazeteye yazı yazarak kazanan bu şahıs bununla yetinmedi, 'herkeZ'in daha kalabalık anlamına geldiğini bile iddia etti. ben de bileklerimi dikine kesmeye başlamadan önce bu "yazıldığı gibi okunmak" meselesi dilbilimsel olarak ne demektir kısaca açıklayayım da bir iz bırakayım unutulmayayım istedim.

efendim bir dilin yazıldığı gibi okunması, her harfin bir ses karşılığı olması ve yazıdaki farklı harf kombinasyonlarının bu sesleri değiştirmemesi demektir. türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil olduğu için, örneğin "f" harfini gördüğümüz her kelimede, harfin kelimenin neresinde olduğu, sağında solunda hangi harfler olduğu gibi etkenlerden bağımsız her zaman "f" sesini çıkartırız. yazıldığı gibi okunmayan, yani 'fonetik' olmayan dillerde ise harflerin bir araya gelişleri doğrultusunda çıkan sesler değişebilir, dolayısıyla aynı harf farklı kelimelerde farklı seslere yol açabileceği gibi aynı sesi pek çok farklı harf kombinasyonundan da elde edebilirsiniz. örneğin ingilizce'de "f" sesi elde edebileceğiniz dört farklı yazım vardır; "f" (fill) , "ff" (cuff), "ph" (phone) ve "gh" (rough).

bu şekil.

Friday, July 4

Peygamber

yıllar önce beni wingman'e alıp "anne ben carrie bradshaw oldum" diye sevindiren genel yayın yönetmenim h.z. bohçe kitap yazmış da haberimiz yok.

alayım da okuyayım hemen diyenler buraya
"o kim la?" diyenler buraya


öptüm.