Monday, June 11

barbie is a slut

işsiz geçen bir başka haftasonu (hooraay no work on Sundays), cumartesi ablamın kına gecesi vesilesiyle şenlendi. bir kez daha evlilik, nişan, kına gibi prosedürlerden köşe bucak kaçma gerekliliği belirlendi; zira sırasını bile düzgün yazamadığım gözlerden kaçmamıştır. kına sonrası arada bir sosyalleşmenin gerekliliğine olan inancımız sevdiceğimle beni önce kınaya gelen arkadaşlarla hamam böcekli mcdomalts'da yemek yemeğe, sonra da haliyle o saate kadar çoktaaan kafayı bulmuş arkadaşlarla kaynaşmak üzere bien'e sürükledi. ve kalabalıklara tahammülüm sıfırın altında olduğu için bir duble rakı üzerine "bir bakalım orda neler oluyor" gazıyla if'e gitmeye karar veren gençliğimiz if'e girdiği anda pişman olarak "ev oturması" fikrinin daha cazip olduğu hususunda hemfikir oldu ve kadimlere gidildi. dolayısıyla buraya yazabileceğim bir saturday night fever hikayem yoktur, öyle bir girizgah olduysa ve beklentiler arttıysa davut güloğlu - kapak olsun diyoruz.
aslında bilgisayarın başına otururken sevdiceğimin kına gecesine gelirken giydiği gömlek-ceket-kumaş pantolon üçlüsünün kitlelerde yarattığı etkiden yola çıkarak dış görünüşün, etiketlerin ve bize toplum tarafından kabul ettirilmeye çalışılan değerlerin üzerimizdeki etkisinden bahseden "eşortman" başlıklı felsefi ve sosyal içerikli bir blog yazmak niyetindeydim; lakin yağmurun sesine bak sigaraya davet ediyor.

2 comments:

Başak Ağın said...

kina gecesini kiniyorum $ahsen ve ayrica sigaraya olan bagimliliginizdan bir gun kurtulacaginiza inaniyorum.

sevgilerimlen..
sigara odaniz.

[serbest cagrisimda son nokta]

Yağız Gönüler said...

yaz sıcağı bloglara yansımış.
ayda 1 kere yazı yazıyorsunuz efem.
hadi ayağa artık, bunalmaca yok.