şurada peçeteye yazmak suretiyle istekte bulunan tuğçe ve benzeri tüm genç kızlarımız için geliyor; uzun ilişki sonrası nasıl evrelerden geçiyoruz?
denial: hollywood dizi ve filmlerinden öğrendiğimiz listeye göre büyük acılarla başetme evrelerinin ilkidir inkar, yalnız uzun ilişki sonrası kişinin karakterine göre pre-denial süreci olabiliyor. eğer karakter itibariyle 'uzun ilişki materyali' değilseniz, ilk 1 hafta "oh be, unutmuşum bekarlığın ne kadar keyifli olduğunu!" modunda gayet rahat takılmanız mümkün. ben şahsen öyleydim, ancak jeton düştüğü an inkar evresi de başlamış oluyor. sürekli kendinizi, karşınızdakini ve ilişkiyi sorgulamanız, sonucunda da "ya biz nasıl ayrılırız öyle saçma şey mi olur bunca seneden sonra" noktasına ulaşıp eski sevgiliyle irtibat kurmaya çalışmanız olası. bu noktada sürekli yanınızda olup tüm sızlanmalarınızı ve sorgulamalarınızı dinlerken bir yandan da cep telefonunuzu sizden uzak tutan arkadaşlar şart.
anger: biraz vakit geçip de ilişkinin bitişi fiziksel gerçeklik kazanınca, "allah belanı versin" dönemi başlıyor. (ben şahsen default çemkirik bir insan olduğum için bu süreci baya uzun yaşadım, hırsım ne yaparsam yapayım geçmedi.) ilişki ne yüzden bitmiş olursa olsun, karşı tarafı suçlayacak birşeyler mutlaka olduğundan, sabah akşam olanlara lanet edip gereksiz ayrıntıları hatırlamakla geçiyor zaman. ortak sayılabilecek bir sosyal çevreniz varsa, en can sıkıcı şey bir süredir görüşmediğiniz ve birlikteliğinizi bilen arkadaşlarınızın sorularıyla muhattap olmaktır ki ben bahtsız bedevi olduğum için ayrılık sonrası cepa carnevale mağazasında bile "x bey nasıllar" sorusuna maruz kalmış bir insanım. terapisi "koy götüne gitsin" mantığındaki arkadaşlarla demet akalın şarkıları söylenen barlara gitmek.
bargaining: benim bu evrem daha çok şöyle geçti, pazarlığı çabuk bıraktım yani ne olacaksa olsun dedim. bu dönem artık ağlama krizlerinizi durdurmaya çalışmadığınız ve acınızla barışmaya çalıştığınız için üzerinizden büyük bir yükün kalkması açısından sağlıklı bir dönem gibi gözükse de kendinizi acının kollarına bırakma durumu sonraki evrenin gelişini hızlandırıyor. bu dönemde hele de aynı evde vakit geçirmiş bir çiftseniz, abuk subuk her türlü objeden onu hatırlıyor ve ağlamaya bahane buluyorsunuz. benim önerim, karşı tarafın şahsına ait olan eşyaları hemen yoketmeniz, yalnız size ait ama size onu hatırlatan eşyalarla yaşamayı öğrenmeye çalışmanız. çünkü bir süre geçtikten sonra o nesnelere bakıp eskisi kadar kötü hissetmediğinizi gördüğünüz an iyileşme sürecinde çok kıymetli.
depression: bu noktaya en beklemediğiniz anlarda bile gelebilir, kendinizi en "geçti lan artık" hissettiğiniz zamanlarda şapa oturabilirsiniz, dikkat. bu dönemin gelmesine en büyük yardımcılar şurada bahsettiğim tip olaylardır; çünkü öylesine de olsa hayatınıza giren erkekler mal çıktıkça eski sevgilinize olan özlem duygunuz, onun aslında size uygun tek erkek olduğu yanılsaması, artık kimseye güvenemeyeceğiniz için sağlıklı bir ilişki yaşama ihtimalinizin ortadan kalktığı düşüncesi ve muhtemelen yalnız öleceğiniz hissi çoğalır. keyif verici madde ve insan arayışlarına başlayın.
acceptance: bütün bu evrelerden sonra artık ilişkinin bittiği, eski sevgilinin geri gelmeyeceği, gelse de sizin mutlu olmayacağınız düşünceleri kafanızda sabitlendiği anda kabullenme evresinin ilk adımını atmışsınızdır demektir. yalnız yaraların tam olarak sarılması için içinize sinen yeni bir ilişki şart; zira bütün bu evrelerin sonlarına doğru gelirken içinizde baki kalan duygu eski sevgilinize olan aşkınız değil "BEN bunu haketmedim" duygusudur. zedelenen egonuz sizin için değerli bir erkek tarafından tamir edildiği an, hayatınıza devam edebilirsiniz.
sadece bir tane uzun ilişki yaşayarak ancak bu kadar artistlik yapabiliyorum. bir tane daha olsun karşılaştırma şansı bulayım siz beni o zaman görün.
denial: hollywood dizi ve filmlerinden öğrendiğimiz listeye göre büyük acılarla başetme evrelerinin ilkidir inkar, yalnız uzun ilişki sonrası kişinin karakterine göre pre-denial süreci olabiliyor. eğer karakter itibariyle 'uzun ilişki materyali' değilseniz, ilk 1 hafta "oh be, unutmuşum bekarlığın ne kadar keyifli olduğunu!" modunda gayet rahat takılmanız mümkün. ben şahsen öyleydim, ancak jeton düştüğü an inkar evresi de başlamış oluyor. sürekli kendinizi, karşınızdakini ve ilişkiyi sorgulamanız, sonucunda da "ya biz nasıl ayrılırız öyle saçma şey mi olur bunca seneden sonra" noktasına ulaşıp eski sevgiliyle irtibat kurmaya çalışmanız olası. bu noktada sürekli yanınızda olup tüm sızlanmalarınızı ve sorgulamalarınızı dinlerken bir yandan da cep telefonunuzu sizden uzak tutan arkadaşlar şart.
anger: biraz vakit geçip de ilişkinin bitişi fiziksel gerçeklik kazanınca, "allah belanı versin" dönemi başlıyor. (ben şahsen default çemkirik bir insan olduğum için bu süreci baya uzun yaşadım, hırsım ne yaparsam yapayım geçmedi.) ilişki ne yüzden bitmiş olursa olsun, karşı tarafı suçlayacak birşeyler mutlaka olduğundan, sabah akşam olanlara lanet edip gereksiz ayrıntıları hatırlamakla geçiyor zaman. ortak sayılabilecek bir sosyal çevreniz varsa, en can sıkıcı şey bir süredir görüşmediğiniz ve birlikteliğinizi bilen arkadaşlarınızın sorularıyla muhattap olmaktır ki ben bahtsız bedevi olduğum için ayrılık sonrası cepa carnevale mağazasında bile "x bey nasıllar" sorusuna maruz kalmış bir insanım. terapisi "koy götüne gitsin" mantığındaki arkadaşlarla demet akalın şarkıları söylenen barlara gitmek.
bargaining: benim bu evrem daha çok şöyle geçti, pazarlığı çabuk bıraktım yani ne olacaksa olsun dedim. bu dönem artık ağlama krizlerinizi durdurmaya çalışmadığınız ve acınızla barışmaya çalıştığınız için üzerinizden büyük bir yükün kalkması açısından sağlıklı bir dönem gibi gözükse de kendinizi acının kollarına bırakma durumu sonraki evrenin gelişini hızlandırıyor. bu dönemde hele de aynı evde vakit geçirmiş bir çiftseniz, abuk subuk her türlü objeden onu hatırlıyor ve ağlamaya bahane buluyorsunuz. benim önerim, karşı tarafın şahsına ait olan eşyaları hemen yoketmeniz, yalnız size ait ama size onu hatırlatan eşyalarla yaşamayı öğrenmeye çalışmanız. çünkü bir süre geçtikten sonra o nesnelere bakıp eskisi kadar kötü hissetmediğinizi gördüğünüz an iyileşme sürecinde çok kıymetli.
depression: bu noktaya en beklemediğiniz anlarda bile gelebilir, kendinizi en "geçti lan artık" hissettiğiniz zamanlarda şapa oturabilirsiniz, dikkat. bu dönemin gelmesine en büyük yardımcılar şurada bahsettiğim tip olaylardır; çünkü öylesine de olsa hayatınıza giren erkekler mal çıktıkça eski sevgilinize olan özlem duygunuz, onun aslında size uygun tek erkek olduğu yanılsaması, artık kimseye güvenemeyeceğiniz için sağlıklı bir ilişki yaşama ihtimalinizin ortadan kalktığı düşüncesi ve muhtemelen yalnız öleceğiniz hissi çoğalır. keyif verici madde ve insan arayışlarına başlayın.
acceptance: bütün bu evrelerden sonra artık ilişkinin bittiği, eski sevgilinin geri gelmeyeceği, gelse de sizin mutlu olmayacağınız düşünceleri kafanızda sabitlendiği anda kabullenme evresinin ilk adımını atmışsınızdır demektir. yalnız yaraların tam olarak sarılması için içinize sinen yeni bir ilişki şart; zira bütün bu evrelerin sonlarına doğru gelirken içinizde baki kalan duygu eski sevgilinize olan aşkınız değil "BEN bunu haketmedim" duygusudur. zedelenen egonuz sizin için değerli bir erkek tarafından tamir edildiği an, hayatınıza devam edebilirsiniz.
sadece bir tane uzun ilişki yaşayarak ancak bu kadar artistlik yapabiliyorum. bir tane daha olsun karşılaştırma şansı bulayım siz beni o zaman görün.
13 comments:
Bütün bu evreleri aynı anda yaşamamız söz konusu mu acep? Ben şu an alayını yaşıyorum da! :/
bi de genelde try and bounce back dönemi vardır uzun ilişki sonrası türkiye'de, kızla oğlan kafada her şey bittiği halde denial ile birlikte 'ulan bitemez bi daha mı denesek' gerzekliğine düşebilirler.
bu dönemin insan hayatının en kasıntı ve boş geçen günleri olduğunu söylemek zor değil.
dört ve beşinci stage'ler arasında sıkışmış durumdayım çok pis.
pembesi gitti tozu kaldı var en sonuncu olarak daha doğrusu bu şarkı en sonuncu için ideal galiba.
Ölüm sürecine girerkenki aşamalardı sanırım bunlar.
Sana ne kadar tesekkürlerimi sunsam ya da konfetiler yağdırsam az vudu.
Hemen basıp hergün okucam. evreleri atladıkça da üzerini çizcem!
Daha 1.evrenin "oh be, unutmuşum bekarlığın ne kadar keyifli olduğunu!" kısmı ile "ya biz nasıl ayrılırız öyle saçma şey mi olur bunca seneden sonra" kısmı arasında gidip geliyorum! Yolum uzun.
fakat teorikte bilinen şeylerin aslında pratikte de uygulanabildiğini görmek insana güç veriyo. neticesinde malasef yapacak baska birsey yok..
bakıcaz!!
Uzun ilişkileri geçelim. En uzun ilişki evlilik olsun bence. Bir defa uzattık, sonradan toparlaması zor oluyor.
çok iyi ya, çok çok iyi hem de.
olay egonu tamir ettirme meselesi, biten ilişkinin ardından en çok o zarar görüyor. benim tamir yöntemim o egoyu kamçılayacak adamları bulmak, arada bi'kaçını ziyan ediyorum orası ayrı, ama kendime gelince ancak sahalara dönebiliyorum. napalım.
Ancak bu kadar artistlik dedigin asamalandirma-detaylandirma anlatisi muhtesem olmus VooDoo, ustune kac tane ciddi iliski yasarsan yasa evreler pek degismiyo, en cok siralamalari ya da duration'lari oynayabiliyo...
demet akalın'dır olay. bu kadının hayattaki işlevi bu arkadaşlar: ilişki sonrası bunalımını yenmeye yardımcı olmak. hele de aşk şarkıları duyunca fırk diye ağlamaya başladığınız dönemde ilaç gibi geliyo. hadi elleri göriyim? hoop hoop hoop
her türlü ego tamir edilir, orijinal ego parçaları takılır, egoya yıkama yağlama yapılır, sıfır ego bulunur...
nietzshce usta ego tamir servisi
Reader'da yıldızı koydum, "nerde kalmışım ben"i check etmek için geri dönüp dönüp okuyacağım. Yalnız ben demet akalın'da bile ağlama potansiyeline sahip bir insanım, n'apçez :D
tam da denial evresinin ortalarındayım ben sanırım, en boktanı da ayrılma prosedürünü başlatan sivri akıllının ben olması, bi de üstüne 1 aylık süreci saçma sapan işlerle doldurmuş olmam galiba. adam acısını yaşadı, defterş kapadı, kızını buldu hooop yola devam. ya ben? arayıp geri dön nolur diye yalvarma evresini geçtim, şu anda beni umursamayan eski sevgilimle anlamsız bir mailleşme sürecindeyim. heyecanla gerisini bekliyorum, macera devam edecek...
Post a Comment