ingiliz manita yapmamla aynı dönem içerisinde cambridge onaylı bir öğretmenlik sertifikası programına da başlayınca benim bir götüm kalktı. lan dedim acaba gerçekten avrupa'da yaşama hayallerimi gerçekleştirebilir miyim? yurtdışında ingilizce öğretmenliği işi bulabilir miyim? böyle böyle lise kafasına iyice eriştikten sonra başladık planlara, bu master ve sertifika olayları bittikten sonra (ki yaklaşık 3 sene sonraya tekabül ediyor) her sene bir avrupa ülkesine gideriz, hatta almanya'dan başlayalım tam ortada gezer durur sonraki ülkelere karar veririz falan böyle çocuklar gibi şeniz. ben tabii iş ciddiye binince ankaram ankaram güzel ankaram diye ağlayacağımı bildiğim için içten içe temkinliyim. bizim okulda da böyle yabancı hocaların türk hocalarla halvet halinde olmasını pek seviyorlar yabancı hocayı kapakladık mantığıyla. dün de bir muhabbet esnasında benimkiyle ilgili birtakım pozisyon planları olduğuna dair ipuçlarına ulaştım, bir an dedim ki ulan aslında buna şöyle güzel bir pozisyon verseler ben de bu donanımla zaten daha da iyi maaş almaya başlarım, kalsak ankaramda bütün o avrupa ülkelerine de tatillerde gitsek. hem türk yemeklerini de çok özlerim ben yurtdışında, canım ülkem ne gerek var gitmeye. ikna edeyim de şu herifi biz burada kalalım falan derken çat, bugün blogger'ın engellendiği haberini aldım. iki dakika sevmeye gelmiyor, ille siktir olup gideceğiz yani. zaten hürriyet gazetesi seviyesinde bir ironiyle başlık atmışım, öyle bir ruh hali, bana yollar gözüksün en hayırlısı budur.
Wednesday, March 2
Subscribe to:
Posts (Atom)