Thursday, October 13

vitamini kabuğunda

erkeğin aklı genelde sikinde derler tamam ama, manitamın ingiliz olduğunu duyunca daha adını bile sormadan "sünnetli mi?" demek nedir lan? ne kıymetli malınız varmış anasını satayım her konuşmanın odak noktası. hayır bir de o bilgiye ulaşınca ne olacak, o cevaba göre konuşmanın kalanına nasıl yön verecek, iki türü ayrı ayrı tecrübe etti de akıl mı verecek, ne yapacak belli değil. garipsiniz vesselam.

sünnetli - sünnetsiz fark etmez.

Tuesday, October 4

kendinize "forever alone" kafası yapmadan önce bilmeniz gereken üç şey

bir: 2-3 sene süren ilişkiler yaşadıktan sonra yalnız kalınıp onunla bununla gezilen ama kimseye bağlanılamayan döneme rebound denir; forever alone değil. yani uzun ilişki bitiş acısı çekerken içinizden gelmeyen şeyleri çok yalnız ve cool olmanıza değil, kuyruk acısına bağlarsanız daha gerçekçi olur.

iki: etrafta doğru düzgün adam olmadığından ya da düzgünü size denk gelmediğinden sevgilisiz olmaya abazanlık denir; forever alone değil. yani "yanıyorum, kurudum, duvarlara tırmanıyorum" deyin canımı yeyin ama "hayat tarzım böyle yani forever alone bir insanım" derseniz kalp kırarım.

üç: hayatını sosyal paylaşım sitelerinde ve televizyon izleyerek geçirip evden çıkmamaya asosyallik, ya da iyi tarafıma denk gelirseniz depresyon denir; forever alone değil. yani siz mahallenin delisi kedili teyze olmanın pratiğini yaparken etraftan yalnızlıklar kraliçesi muamelesi beklerseniz daha çok beklersiniz.

durum budur.