zamaninda tuvalete gittigimi bile yazdigim bu bloga dogum hikayemi yazmak istememin bir sebebi kisisel tarihimi guncellemek ama asil motivasyonum hamilelik ve lohusalik hakkinda birkac kelam etmek cunku kadin kadina bu kadar yalan soylememeli arkadaslar. hemen hemen butun kaynaklarda cocuk sahibi olma surecinden mide bulantilari, uykusuzluk gibi birkac genelgecer sikinti disinda her sey toz pembeymis, yasanan butun sikintilar da zaten cocuk kucaga alininca geciyormus gibi bahsedilmesini protesto ediyor ve gercekleri acikliyorum.
1. trimester (ilk uc ay): butun hamilelik kitaplari ve cevrenizde hamilelik yasamis kisiler bu donemle ilgili ayni seyleri soyler; mide bulantilari, halsizlik, vucudun bebege alisma surecinde yasadigi bilumum fiziksel sikintilar. ben bahsi gecen bu sikintilari hafif atlattim cunku 1 test yapip doktora gittigimde zaten sekiz haftalik hamileydim yani bilmeden iki ayi devirmistim bile (gercek kesit) ve 2 normal hayatta bile en nefret ettigim sey olan kusma belasi bana bulasmadi. mide bulantilarim cekilmeyecek gibi degildi ve o donem calismadigim icin fiziksel halsizlik bir sorun yaratmadi. bana gore bu donemin asil belasi psikolojik olarak icinizde canli bir seyin buyudugunu kabullenmede zorluk cunku soyle bir durup dusundugunuzde icinizde yavas yavas farkli uzuvlar gelistiren ve git gide sekil degistiren bir sey olmasi size de asiri sacma gelmiyor mu? cocuk olayina karsi benim gibi pozitiften ziyade notr hisler besliyorsaniz kusmadan cok bu psikolojiyle nasil bas edeceginizi dusunun derim. bu trimesterda hic mi iyi bir sey olmadi derseniz "hamileyim lan ben" diyetiyle onunuze geleni yeme hakkindan bahsedebilirim fakat unutmayalim ki bu sonradan gotunuzu tirmalayan cinsten bir hurmadir.
2. trimester (4-6 ay): literaturde en rahat gecen donemdir; vucudunuz icindeki yaratiga artik alismistir, enerjiniz geri donmustur ve kilolu halinizle bile kendinize guzel gelirsiniz cunku hamilelik sizde degisik bir aura yaratir. YALAN. bir kere icinizde bir sey buyudugu gercegine alismak diye bir sey yok. ben doktor kontrollerinde ultrasona bile bakamadim sahsen cunku yani icinizde bir canli yetisiyor boyle sacma bir sey olabilir mi ya (hala oradayim). o aura dedikleri sey de bende hic olmadi. aksine aynaya baktikca kendimden tiksindim. bu donemin baslarinda hamilelikten sismeye basladiginiz ama hala tam hamile gozukmediginiz icin surekli SISKO DEGILIM BEN HAMILEYIM diye bagirarak gezmek isteyebilirsiniz. bu trimesterin artisi bebegin hareketleri hissedilmeye baslandigi (bence igrenc) ve cinsiyeti de belli oldugu icin gelen netlesme ve kabullenme hissi olabilir.
3. trimester (7-9 ay): karniniz net bir sekilde cikti, hamile magazalarindan alisveris yapmaya basladiniz (lcwaikiki muhafazakar siklik reyonunu gecince sagda), ve tebrikler artik KAMU MALIsiniz. herkes hamileliginizle ilgili gorus bildirme hakkina sahip cunku personal space kavrami olmayan bir ulkede yasamak bunu gerektirir. sisen eller ve ayaklar, sirt agrilari, gogus yanmasi, dogum yaklastikca gelen "sictik nasil cikacak bu cocuk icimden" hissi, daha once dogum yapmis butun arkadaslariniz uyku biriktirilebilir bir seymis gibi "son gunlerin, uyuyabildigin kadar uyu" derken gece 3-5 kez tuvalete kalkmayla bolunen uykular, istiklal marsi ve kapanis. bu trimesterin tek artisi hamilelik kabusunun sona eriyor olmasi ve yepyeni kabuslara yelken actiginizin bilincinde olmadiginiz icin gelen rahatlik.
4. trimester (dogum sonrasi ilk 3 ay): butun o cektiginiz sikintilardan sonra hamileligi bile ozleyeceginiz akliniza gelir miydi? iste bebekle gecen ilk birkac haftanin ozeti. fiziksel problemler nasil dogum yaptiginiza bagli olarak farklilik gosterecektir - ben saatlerce normal dogum sancisi cektikten sonra zorunlu sezaryene girdigim icin kotu orneklerden biriyim. fakat hamilelik kitaplarinin 'baby blues' adini verdigi ve "kendinizi biraz kotu hissedebilirsiniz, bunalabilirsiniz" diye gecistirdigi bu donemde ben iki hafta boyunca surekli agladim. dikislerim agridi agladim, kendimi yataktan kalkamayacak kadar yorgun hissettim agladim, bir bebegimin olmadigi gunleri ozleyip agladim, bebek agladi ben agladim, bebegin ileride hasta falan olacagi donemleri dusunup agladim, esimin babalik izni bitince ne yapacagim diye agladim, annem ankara'ya donunce tek basima cocuga nasil bakacagim diye agladim, bu aldigim kilolari nasil verecegim diye agladim, an itibariyle hayatimdaki tek islevin 'annelik' oldugunu dusunup agladim. ve tabii ki bir cocuk sahibi olmakla alakali butun fiziksel seyler kadina kitlendigi icin basa gelen emzirme belasi yuzunden agladim. hamilelik boyunca kilo yuzunden kendinizi damizlik hayvan gibi hissederken artik 'literally' damizlik bir hayvan muamelesi goruyorsunuz cunku ANNE SUTU. dunya uzerinde mamayla buyumus hic cocuk yokmus gibi, cocuga mama vermek zehir vermeye denkmis gibi bir baski hali. cocuk emmese emmedi derdi, emse dogru duzgun emmeye baslayana kadar cekilen aci. bebeginizle ilk uc aya hos geldiniz. bu trimesterin artisi butun bu iskenceyi cekerken inanilmaz gelse bile gercekten her seyin gun gectikce kolaylasmasi.
butun bu anlattiklarimin kissadan hissesi su: hamilelik gercekten cok kisisel bir deneyim. uzmanlara "bu ay yasayabilecekleriniz" diye liste yaptirip ishal ve kabizi birlikte yazdiran bir karanlik. unutulmamasi gereken sey herkesin bu donemi farkli gecirdigi, ama hissettiginiz ya da yasadiginiz negatif bir seyin mutlaka dunya uzerindeki baska bir hamile tarafindan da hissedilmis ve yasanmis oldugu gercegi. bu yuzden, sevgili hemcinslerim, nacizane tavsiyem ille de ureyecegim diyorsaniz hamilelik surecini kitaplarda yazildigi gibi degil isinize geldigi gibi gecirin ve yalniz olmadiginizi bilin.