Tuesday, February 6

so self aware, so full of shit

kafamda herhangi bir konu, herhangi bir blog başlığı ya da killer son cümlem olmadan, mutlu muyum sıkıntılı mı emin bile değilken geçtim yine ekranın karşısına; damalı bjk mugındaki lipton earl grey bana muse teşkil edebilecek tek şey iken ne olur bu işin sonu hiç bilmiyorum. beyin jimlastiğine kapalı alanda yazılıyor bu blog, demedi demeyin.

sanırım insan ne durumda olursa olsun yeni başlangıçların hayalini kuruyor, mutluyken bile daha fazla mutlu olmak için sebepler istiyor, bunlar olmayınca da elindekilerin de kıymeti azalıyor ve saçma sapan bir durum oluşuyor. sebepsiz mutluluklarla sebepli sıkıntılar iyi bir ikili oluşturmuyor; elimde sigara öylece ekrana bakıyorum ve bir cümle ortalama 5 dakika içinde oluşabiliyor ancak.

çayı koyu sevdiğim için poşet çay içerken poşeti çay bitene kadar çıkartıp atmıyorum evet. ama içimdeki sıkıntıları poşet yapıp hayatımı daha fazla koyulaştırmadan atsam sanırım iyi olacak.

No comments: