Tuesday, June 10

I can you can what can you do

* ajandalar tutuyorum, küçük kağıtlara not ediyorum, wordde sırf bu işler için tablelar yarattım ama yine unutulan bir post-meeting, yine plan değişiklikleri, apar topar yazılan bir reflection report ve öğleden sonran asıl yapmayı planladığın hiç bir işi yapamadan bitiyor. beşiktaş'ın 100. yılının geri gelmesini istediğim kadar istiyorum 13 temmuzun gelmesini ve yaz tatiline girmeyi.

* hiç bir şey yapmadan, kitap kapağı açmadan, sadece sevgilinin kollarında yatılarak geçirilen haftasonu var ya, herşeye bedel. normal işlerde çalışan insanların her iş dışı saat ve günlerinin böyle geçtiğini bilmek mesleğini sorgulatıyor insana. biz sizden daha çok çalışıyoruz dediğimde inanmayan öğrenciyi cetvelle dövesim geliyor.

* ankara'da en sevdiğim aktivitelerden biri akşam üzeri, hava sıcakken (tercihen yazın ilk günleri) ve güneş batmamışken tribeca'da yemek yemek. kendisini bugün, üstelik üniversite yıllarımdan görüşmeye değer iki insanla birlikte gerçekleştirecek olmanın keyfi 'mesai' bitişine yaklaştıkça kendini daha çok gösteriyor. bu arada, bi işle çok uğraşmak manasında "mesai harcamak" deyimini bi ben mi kullanıyorum?

* yukarda bahsi geçen şahıslarla yemek yedikten sonra içlerinden birinin annesinin resim sergisinin açılışına davetliyiz. böyle sanatsal yaşamlara hastayım. ben yarım akıllı olduğumu bildiğimden arkadaşıma salı günü bana bu planımızı hatırlat sabahtan demiş bulundum. öğlen gelen mesaj: "5 buçukta tunus durağında buluşuyoruz. topuklu ayakkabı giymişsindir umarım." sanat için moda.

* dünkü maç ne güzeldi öyle, italya yenilmiş olmasına rağmen. buarada hava aydınlıkken oynanan maçlara ciddi yaklaşamıyorum, böyle de bir sorunum var. ayrıca 4 yanımız futbol ya mütemadiyen, futboldan hoşlanmayan hemcinslerime çok üzülüyorum.

* bunalımda değilim, sevgilimden de ayrılmadım ama saçımın rengini değiştiresim var çok. siyah yapsam iyice rus gibi mi olurum, sonradan sarıya dönmeye kalksam manikürcü sarısıyla aylar mı geçirmek zorunda kalırım, sarı saçın yakıştığı bi insan olarak başka renkler denemek saçmalık mı, kahverengi saç boyatmak için hayli cibiliyetsiz bi renk mi olur gibi sorularla boğuşuyorum, dişi okuyucular anlar. naapsam?

6 comments:

Kenan said...

esasinda bizi bir kenara atmışsın ama illa saç rengimi değişticem diyosan saçlarını biraz koyultarak kumral ol diyesim var... ne dersin bilmem...

voodoo girl said...

haşa conanjoe, ben sadece boğuştuğum soruları dişiler daha iyi anlar demek istedim =) kumral önerinizi de yazdım bir kenara

cız-bız-liz said...

black-a-no-no
brunette-a-go-go.

Ortega said...

Oldum olası şu saç rengi değiştirme ritüelini anlamamışımdır..aslında neyi anladım ki karşı cinste..orası da muamma..

hTc said...
This comment has been removed by the author.
hTc said...
This comment has been removed by the author.