belirli gün ve haftalar arasından en nefret ettiğim günün sevgililer günü olduğuna bir kez daha karar verdim. eskiden sevgililer gününde bir sevgilim olmadığı için kıskançlık mı yapıyorum diye düşünürdüm ama, bu sene anladım ki aşkın dibine vurmuş haldeyken bile önüne gelen ürünün-sektörün, bankalar dahil, sevgililer günü temalı reklamlar-programlar yapması gerçekten sinir bozucu. bu yetmezmiş gibi ortamda elinde peluş hayvanlarla, güllerle ve "i love you" yazılı yastıklarla gezen kız modeli var; ki bunlar "insanı kızlığından utandıran kızlar" başlığı altında sevgililerine baby talk yapan kızlarla birlikte incelenebilir, dövülebilir ve yokedilebilirler. nihayetinde sevmiyorum seni azizim valentin, çekilebilirsin.
haftasonu derslerimin 6da bitmeye başlaması sayesinde nihayet dün beşiktaşımın maçını izledim, gururluyum, mutluyum; lakin bobocuk kaleciyle karşı karşıya pozisyonlarda biraz daha sakin olsa, baki mercimek şu takımdan bi defolup gitse, futbol "veleybol"a dönmese, türk hakemleri pasif ofsayttan haberdar olmaya başlasa, hayat bayram olsa biraz daha mutlu olabilirdim. futbol demişken bir özlü söz de bizden gelsin, "football isn't a matter of life and death; it's more important than that."
gecenin ilerleyen saatlerinde tekrar görüşmeyi diliyor, bloguma killer bir son bulamadığım için yine bir resimle gözünüzü boyamaya çalışıyorum.
saygı, sevgi.

2 comments:
aziz valentin'e 1-2 der kacar giderim!
gitmeden de pelus hayvanlarla pelus insanlar arasinda bir baglanti kurabilmek isterdim ama pek mumkun degil sanirim. Hepsini yolmak gerek, budur!
hayır efenim. çiçek istiom çukulata istiom tek taş istiom. ayrıca ingiliz askeri kiligindaki bir oncak ayinin nesi kötü. hıhs.
Post a Comment