Wednesday, February 27

do not cover

* tam şu dakika hakan şükür gol attı. kendi takımı kupadan elenmiş fanatik bir taraftar olarak açıklıyorum: madem biz alamadık, galatasaray alsın. sebebi var bahanesi yok.

* bugün sırtımın bitmek bilmeyen ağrısını muayene (böyle mi yazılır bu?) ettirmek adına mesa hastanesine gittim. doğru mesleği seçtiğinizden emin misiniz dedi kadın bana. gel sen ne çektiğimi bir de bana sor.

* eskiden yapardım öyle paralel endingler ortak noktalar falan ama artık yapmıyorum; ilk iki noktanın da şarkı sözüyle bitmesi inanın tesadüf oldu.

* bugün maç başlamadan önce lig tv'deki "işte galatasarayın soyunma odası, bu da lincolnün kramponları" konulu görüntülerin mantığını anlayan varsa bana anlatsın.

* yabancı bir hocamıza işteş yapıları anlatmaya çalışıyorlarmış, örnekler ve -iş takısının işleyişi üzerine yapılan konuşmalardan sonra "şimdi beraber yemek yediğimiz için bizimki de yiyişmek mi oluyor?" diye sormuş. ondan sonra dersinde over-generalization yapan öğrenciye çemkirmeyi bilir.

* dar kot, süslü kazaklar, allı güllü başörtüsü ve makyaj dörtlüsünü biri bana anlatsın. gerçekten ama. o kızlardan biri otursun karşıma, şudur olayım desin. vallahi dinlerim.

* topuklu ayakkabı krizimle kredi kartı ekstremin aynı güne denk gelmesi nasıl bir talihsizliktir.

* yeni bir seri başlatıyorum. lezbiyenlikle uzaktan yakından alakam yok ama (not that anything's wrong with it - tribute to seinfeld) serimin adı "women I would definitely do". bloglarını takip ettiğim ve arada güzel kadın resimleri yayınlayan arkadaşların zevklerini eleştirmek yerine kendi zevkimi empoze etmeye çalışma yoluna gidiyorum.

* eskiden başbakan gibiymişim gündem benden sorulurmuş harekatlar sayemde yapılırmış şimdi emekli gibi olmuşum. ben demiyorum tanıyanlar diyor. hey gidi günler.

No comments: