isterdim ki hafif esen rüzgarda denizdeki dalgalara bakarken gözümden yaşlarla birlikte rimelimi de akıtayım, acılarımdan uzaklaşmak için arabama atlayıp bir yandan ağlarken bir yandan bağıra çağıra şarkı söyleyip rahatlayayım, evdeki her şeyi kırıp döktükten sonra salonun ortasına yığılıp hıçkıra hıçkıra ağlayayım, işi gücü her şeyi bırakıp kendimi eve kapatarak bir gün bile perdeleri açmadan ve yataktan çıkmadan yaşayayım. ve fakat aşk gibi, mutluluk gibi; hüzün de hollywood filmlerindeymişcesine yaşanmıyor. bence gerçek hayatın en büyük problemi budur.
Tuesday, July 7
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
8 comments:
vdgrl in itirafland
ve fakat doğru
holivud olmuyosa bolivud yapalım ablacım?
toplu halde şarkı söyleyip dans ederek gösterelim duygularımızı? olma mı?
herseyi kırıp dökmek oluyo da. Tekrar toplamak koyuyo en çok, hep o melankolik havada kalamıyosun.
diğerlerini bilmem de deniz olayı harbi olmuyo. hadi sen ankaradasın, o şehirde bunu yapmaya şansın zaten yok. e biz istanbuldayız, anasını satiyim o kadar çok insan var ki şöyle denize karşı sakin oturacak bir yer bile yok, her yer insan kaynıyo. dolayısıyla o hafif esen rüzgarla birlikte arkadan gelen "smiitçiii" ve korna sesleri eşliğinde ağlamak zorunda kalıyosun, bu sefer ama o anki duruma ağladığından aslında ne için ağlamak istediğini unutuyorsun. durum vahim.
Bence gercek hayatin en buyuk problemi seyirci eksikligidir. Buna mukabil, sanmam ki deniz karsisinda rimel akitirken bile guzel gorunen hollywood heroine'lerinin cani daha az acisin icerden ama, kamera etkisi iste! Sen sorumluluk icine katistirilmis ara dere salya sumuk huznunu yasa, nasilsa senin de gercek hayatinda cok daha renkli kareler var :) ANlatiyosun ordan biliyorum. Ayrica cok komik ve super masakli bi hatun kisisin, keyfine bak ;)
Sabah 8'de iş var iş! Ne perdesi ne kapatması?!
evet çünkü gerçek hayatta heartbreak make you a dancer, hele bir de iki şişe nada shottan sonra :)
Post a Comment