küçük mutluluklar peşindeyim bu ara. misal, spor salonundaki hoca yeni bir hareket gösterdikten sonra "bu hareketi herkese göstermem ama sizin serbest ağırlık tekniğiniz çok gelişmiş" diyor, uçuyorum. üzerine koluma vuruyorum, kartalım 3 dakika uçuyor. define irony.
sevgiliden ayrıldıktan sonra bir süre görmek istememek zor iş, hayır ankarada olduğum için değil (ki bence 'ankarada aşık olmak zor iki gözüm' lafı ordan çıkmıştır) zira ben milyorlarca insanla dolu istanbulda bile eski sevgilisiyle karşılaşmayı başaran cenabet bi insanım. yalnız geçen şunu düşündüm, nankörüz be. ya ünlü olsaydık? o zaman eski sevgilimizi görmeyi bırak haberlerini izleyecek, yeni sevgilisiyle çarşaf çarşaf resimlerini görecektik gazetede. alın bir diğer küçük mutluluk. yalnız sabık sevdicek bir sonraki albümle ünlü olur da mankenlerle gezmeye başlarsa "nasıl koydu ama 90da" diye dalga geçebilirsiniz, şu anda bunu hakettim.
futbolcu karılarına nasıl gıcık olduğumu biliyorsunuz. bak yine aynı mevzu, ferrarinin karısı istemiyormuş türkiyeye gelmek de bilmemne. ulan hiç bir iş yapmadan para içinde yüzeceksin bir de mırın kırın mı ediyorsun şırfıntı! kıskanıyorum çok pis evet. buna küçük bir mutluluk, ufak bir umut parçası eklemeye çalışıyorum; en piyasacı futbolcusu çakma kezman serkan kırıntılı olan bir şehirde yaşadığımı ve holosko'nun da evli olduğunu hatırlayarak hüzne dalıyorum.
sevgiliden ayrıldıktan sonra bir süre görmek istememek zor iş, hayır ankarada olduğum için değil (ki bence 'ankarada aşık olmak zor iki gözüm' lafı ordan çıkmıştır) zira ben milyorlarca insanla dolu istanbulda bile eski sevgilisiyle karşılaşmayı başaran cenabet bi insanım. yalnız geçen şunu düşündüm, nankörüz be. ya ünlü olsaydık? o zaman eski sevgilimizi görmeyi bırak haberlerini izleyecek, yeni sevgilisiyle çarşaf çarşaf resimlerini görecektik gazetede. alın bir diğer küçük mutluluk. yalnız sabık sevdicek bir sonraki albümle ünlü olur da mankenlerle gezmeye başlarsa "nasıl koydu ama 90da" diye dalga geçebilirsiniz, şu anda bunu hakettim.
futbolcu karılarına nasıl gıcık olduğumu biliyorsunuz. bak yine aynı mevzu, ferrarinin karısı istemiyormuş türkiyeye gelmek de bilmemne. ulan hiç bir iş yapmadan para içinde yüzeceksin bir de mırın kırın mı ediyorsun şırfıntı! kıskanıyorum çok pis evet. buna küçük bir mutluluk, ufak bir umut parçası eklemeye çalışıyorum; en piyasacı futbolcusu çakma kezman serkan kırıntılı olan bir şehirde yaşadığımı ve holosko'nun da evli olduğunu hatırlayarak hüzne dalıyorum.
4 comments:
bir süre görmemek olayını anlıyorum da eski sevgili meşhur olursa güzel olur, hem havan artar hem de ilk sen keşfetmiş olursun.
ya evet o ya ünlü olsaydı ne fena devamlı magazin basınında görürdüm o zaman evet evet çok şanslıyız tesellisini ben de yapmıştım. gittiği mekanlara gitmeyerek karşılaşma şansı azaltılabilir. bazısı der ki bu durumda ben onun için kendimden mi ödün vericem filan, ben onu öyle görmüyorum. gitcem karşılaşıcaz sinir olcam ne gerek var diye görüyorum. bir kadıköy büyüklüğündeki viyana'da henüz eski erkek arkadaşlarımla karşılaşmadım, senin de orda karşılaşmamandır dileğim. suphaneke dinimiz amin.
hahah ayni seyi daha dun dusundum, biseyler dusunuyodum, bi arkadasim evlenecek, cocugun ablasi hamileymis, ona isim ariyolarmis, ordan kiz isimlerine, oradan erkelere, unlulerin cocuklarinin erkek isimlerine derken omere ulastim, ibrahim kutluay dolayisiyla aklima demet akalin geldi..dusunsene adam super bi hatunla evlendi (super derken gorece) iki cocugu oldu, demet akalina bak, dedim ii ki unlu degilim, bana cok pis koyardi..oguz kayhan da iiydi aslinda ama cok amerikanlar caniiim, dallas, yeter bu kadar dedikodu.
Holosko aşkınız tadir-e şayan doğrusu :D
Post a Comment