haftasonları çalışmıyor olmanın dayanılmaz hafifiliği üzerime çökmüşken bile saatin 8 buçuğunda kalkarak bir rekora imza atmış olabilirim. kalktığım yetmedi bi de deli iğfal etmiş gibi blogun başına geçtim. yeni bir haberim de yok aslında, midem biraz daha iyi, ama hala doktorun söyledikleri dışında hiçbirşey yemiyorum; which resulted in the new poll on your left. [bir önceki sorgu sualimizi erol köse 3 oyla ensesinden takip ediyorken savaş ay aldığı 4 oyla kazandı, kendisini tebrik ediyoruz.] günlerdir haşlanmış patates ve pirinç çorbası dışında bişey yememekten homer simpson misali gözümün önünde burger kingler, pizzalar uçuşmaya başladı.
pazar sabahının belki de ilk kez brunch, aylaklık, gazete sayfalarında kaybolma gibi anlamlara geldiği bu kutsal günde, planım içeri gidip sevgilimi uyandırmak, dışarı çıkıp kahvaltı etmek, eve dönerken hürriyet alınmayacağı için hangi gazeteyi almamız gerektiğini düşünmek, uzun bir banyo yapmak ve uyumak. hadi bakalım.
kahve kokusunun pazar sabahına yakıştığı gibi yakışalım birbirimize oh bebek!
Sunday, August 26
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
aklıma saturday night sunday morning adlı alan sillitoe romanı geldiğine göre benim ph.d.'im gelmiş yine..
Post a Comment