Friday, November 13

mektup

eskiden 'mektup arkadaşlığı' diye bir şey vardı. misal benim soyadını katiyen hatırlayamayacağım ama kayseride oturduğunu hayal meyal hatırladığım betül isimli bir mektup arkadaşım vardı, mektupları hala kutuda durur. bence bunun artık olmaması baya can sıkıcı 'günümüz çocukları' adına. yemişim teknolojinizi, facebookta dürtüklemekle olmuyor bu işler. şimdi de e-mail var, düzenli yazışmak isteyen ordan da yazışabilir pek tabii ama aynı şey değil. hayır, "el yazısının samimiliği" argumanıyla gelmiyorum; mektup arkadaşlığındaki o bekleyişin e-mailde olmaması canımı sıkan. arkadaşından gelecek mektubu beklerken duyulan heyecandan, aşılanan sabır duygusundan, zarfı açarken yaşanan tatminden yoksun bir nesil yetişiyor teknoloji yüzünden. zaten sokakta misket oynayan da kalmadı öyle çocukluk mu olur diye devam edip iyice yaşlı kafasına girmeden postuma son veriyor, gözlerinizden öperek cevabınızı en yakın zamanda bekliyorum.

14 comments:

Sinan Kolat said...

short attention spam üstüne kuruldu ve programlandı sanki hayatlarımız, çok canımı sıkan bi olay. mektup yazışmayı bırak, 2 saatlik yavaş bir filme bile çoğu kişi katlanamıyor.
sen nasıl mektuplara üzülüyosan ben de artık sanatçıların tematik albüm yapmamasına, çünkü insanların artık albüm değil şarkı dinlemesine kılım.

ciyad said...

Benim hiç mektup arkadaşım olmadı. Çok acı. Gerçekten isterdim birileriyle mektuplaşmayı.

deniz said...

twitter'ına daha iki gün önce "hayatımda en çok bir şey beklerken geçirdiğim zamana yanıyorum" diye yazan birinin mektup beklemekten bahsetmesi ilginç.

aycan said...

hayır mektup arkadaşlığını geçtim bide bizim birbirimize yazdığımız mektuplar var bebeliğimizden kalma. onlar için mantıklı bi açıklaman var mı acaba :)) 15 dk mesafede oturuo olmamıza rağmen bana ilk erkek arkadaşın kutlu olsun kartı atmışlığın var..evet açıkladım voodoo'nun gerçek yüzü..katı göründüğüne bakmayın kalbi pammıhh gibidir

alkiza said...

betül napıyo bilmiyorum ama senin mektupların da hala saklanıyo vudu :)

Anonymous said...

yıllar yılı sürecek mi ya bu lanet? sürekli "ben eskilerdenim tribi" ve herkesin kendinden 20 yaş küçükler için üzülmesi. dehşetengiz bir olay. o zaman baban da senin ankara'ya telefon bağlatamamana üzülsün.

bu kadar ilginç gelmesin bunlar, her nesilde bir şeyler değişiyor, şaşmamalı.

Hich said...

bence öyle değil... şimdiki çocuklar belki iki zarf açıcam diye heyecanlanmıyor, fakat sosyo- ekonomik düzeyinin kendine dayattığının ötesindeki kişilerle de, istedikleri sıklıkta, istedikleri konuda konuşabiliyorlar. biz daha yalnızdık mesela, onlar daha sosyaller... bir filmde mi ne vardı; adamın biri ölüyor ama kimsesi yok, cenazesini devlet kaldırıyor bir de bakıyorlarki cenazede 100lerce insan, hepsi sanal alemden dostları, adamı nickname'i ile tanıyolar, onunla karşılıklı webcam yemekleri yemişler vs. e, sanal sex bilem var. nolcakki, iyi böyle bence. ;>

DeliRapunzel said...

ortaokul yıllarımda kütahyada bir kaç arkadaşımla mektuplaşırdık. mektup yazdıktan sonra bana cevabının kaç günde geleceğini hesaplardım ve heyecanla beklerdim. okuldan hergeldiğimde posta kutusunu kontrol ederdim.

ha unutmadan, misketlerim ve kara şimşeğim de vardı ilkokul yıllarımda, ne güzel çocuklar-dık...

Tuncay said...

vudu: emailima adres karsiligi kitalararasi penpallik vaadediyorum!

Scatterbrain said...

adresimi vereyim voodoo, bana mektup yaz. üşenirsem mail yoluyla cevaplarım ama, sen yaz yine de...

stickman said...

herşey iadeli taahhütlü mektuplar hariç bütün mektupları denize atarken yakalanan postacıdan sonra başladı. mektup yazmaya korkar olduk. sonra zili çalan postacıyı dövdük. o postacı sandık. gerisi malum. interneti icâd ettik :p

miracsaral said...

@Anonymous: Ağzınıza sağlık efendim. Boktan plaklara milyarlar veren adamlar oldukça bu "bıcırlık" uzun süre devam edecek. Maalesef.

voodoo girl said...

Anonymous, ilginç geldiğini söylemedim; can sıkıcı buluyorum dedim. babam da ankaraya telefon bağlattığı zamanlarda daha mutlu olduğuna inanıyorsa üzülsün benim için tabii.

alkiza & a_janedoe, şu yazdıklarınızla nerelere götürdünüz beni be :)

aycan said...

peki sevgili vudu ve alkiza elimizde kayıt cihazıyla tatil anılarımızı kaydederek dolaştıgımız zamanlara ne diyceksiniz..taa ozamanlarda teknolojik takılıoduk canım.
he bide mektupla beraber sesimizi kaydedip yolladıgımız günler oldu ki yorumsuz..:))