Friday, December 22

sleeping beauty

uyku alışkanlıkları konusunda kendisini iyi tanıyan bir insanım. örneğin, gece uyanmam mümkün değil; daha doğrusu uyanıp konuştuğum zamanlar bile oluyormuş ama ben farkında olmuyorum. ancak gündüz uykum da bir o kadar hafif, çat diye uyanıveriyorum.

buraya kadar her şey iyi hoş ama, gerçek dünyadaki uykumdan uyanmam için sanırım okkalı bir tokat yemem gerekiyormuş, bunu da bugün tecrübe etmiş bulunuyorum. ["okkalı tokat"ı bu context dahilinde "acı veren bir şey" değil, "çok aleni bir şey" manasında kullanıyorum.] birşeyleri "mış gibi" zannetmek konusunda başarılı bir insan olduğumu biliyorum, ama her zaman her koşulda algıladığım şeyi doğrulayan mantıksal açıklamalarım da mevcuttur. bugün gördüm ki hesaba katmadığım tek bir şey varmış; diğer insanlar faktörü. benim gibi karmaşık olmayan, her şeyi basit düzlemlerde algılayan, çünkü daha komplex yapılarda algılama sorunu olan insanlara saf mı demek lazım, yoksa onları böyle sorunsuz yaşamayı becerdikleri için takdir mi etmek lazım bilemiyorum, çünkü hala yediğim tokadın etkisindeyim.

demek ki doğruymuş, demek bazen gerçekten 2 + 2 = 4 müş ve ötesini sorgulamamak gerekiyormuş, çünkü ötesinde hiç bir şey yokmuş.
demek ki artık perdelerin arkasındaki hediyeleri düşünmeyi bırakıp, kutumuzu açtırıyor ve evimize eli boş dönüyormuşuz.
demek ki hiç düşünmemekle çok düşünmek arasında bir seçim yapmak zorundaysak hiç düşünmemeyi seçmeliymişiz, çünkü o zaman hiç uyumadığımız için uyanmak zorunda da kalmazmışız.

o halde ben de bundan sonra uyumayı reddediyorum, zira hayat masallardaki gibi değil; beni uyandıran prens öpücükten başka bir yol tercih etti.

2 comments:

Tyra DeSalvo said...

bi tek sen yoksun, diyebilirim sadece. Sittin uykunun ardindan yenen sittin tokat bile gercekten uyandirmaya yetmez bunyeyi, oylesi lezizdir cunku! hem basit dusunup n'apicaksin a vudukizim, o isi senin yerine goren ziyadesiyle mal var nasilsa ;)

Başak Ağın said...

halkaların fil olduğu zamanlar da gelecek. i believe in karma!