[tatil dedim de aklıma tatil isimli film geldi, dip not olarak geçelim, sebebi bilinmez bir şekilde içine alıyor film insanı, son zamanlarda izlediğim en hoş aşk filmlerinden, tavsiye ediyorum cümlenize.]
onun dışında günlük kıvamında takılmak gerekirse yılbaşı gecesi planladığım gibi sakin geçti, bayram tatili de planladığım gibi sakin ve güzel geçti, hatta planladığımdan daha güzel geçti, bi ilginçti ve mutluluk vericiydi ama ayrıntılara giresim yok. sadece mutlu hissetmek istiyorum kendimi, bir arkadaşımın söylediği gibi "mutluluğumu kısıtlandırmadan" belki de; diğer zamanlardan farklı olarak, geçmişi veya geleceği düşünerek değil, sadece bugünü düşünerek. bunu yapmayı başarabilen bir insan varsa ondan özel ders talebim olabilir, zira benim beynim ne yazık ki boş durmayı sevmiyor. cümlelerde ve olaylarda bir "deep structure" (dilbilimci arkadaşlara selam olsun) arama güdüsü içimde hep mevcut ve bu her zaman iyi sonuçlar doğurmuyor, hatta blogu ingilizce yazıyor olsam "hardly any" buraya cuk otururdu. ama bu defa değişiklik istiyorum. bir önceki blogda kendimle çelişmek istediğim gibi, bu defa da bazı konularda ben olmaktan biraz sıyrılmak istiyorum, çünkü bazı konularda ben olmak bana hiç bir fayda kazandırmamıştı.
daha fazla edebiyat parçalayasım, duygularımı daha net ifade edesim vardı bilgisayarın başına geçtiğimde; ama şimdi içimde ve parmaklarımda o azmi bulamıyorum sanırım, mutlu bir aküyüm ben bugün ve ötesi çok da önemli değil.
ok then back to spaceship, take both pills fuck the matrix.
No comments:
Post a Comment