hayatımda çok güzel gelişmeler oluyor olmasına ama bende bi duruma ayıkmama ve şok halinde dolanma durumu var. bir de diş ağrısı var ki herşeyi berbat ediyor; yarın sabahın 10unda dişçiye gidicem ve bu yaşımda tel takmak zorunda kalıp kalmicami öğrenicem. şu yaşıma kadar gittiğim hiç bir dişçinin de bana "hanfendi eşşek kadar olmuşsunuz ama ağzınızda hala süt dişleri duruyor" dememiş olmasını da hayretle karşılıyorum; inadına diş hekimi demiyorum efendim dişçisiniz işte dişçi.
bunun dışında amerikadaki 'kanka'mın ciddi ciddi modellik yolunda yürüdüğünü öğrendim bugün. beyim de albümünü çıkartır ünlü olursa artık eş durumundan ve kanka durumundan ünlüymüş gibi pozlara giricem ben de. bizim camiadan bi cesur öztürk çıktı daha da bi bok çıkmaz zannımca. aaah ah nerde o eski eltciler diğmi azizim.
ha bi de gündemin nabzını tutan voodoo girl modunda bi eurovision blogu yazasım vardı ama artık geçti. sadece şunu söylüyorum, her sene bir önceki senenin birincisini taklit etme modu yüzünden herhalde seneye "hepimiz lezbiyeniz". (bu sloganla alttan alttan ermenistana verdiğimiz 12 puanı da eleştirdim, uyandırayım.)
son olarak ingilizcesi iyi olan herkesin çeviri yapabildiğine inanan zihniyeti kınıyorum, çeviri bir sanattır - yersen.
Thursday, May 17
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
"translation" is an art
and i do it exceptionally well...
sylvia plath'ı saygıyla anıyoruz. :D
for the original copy: see "dying" instead of "translation" :)
even with the braces corcıs you vuld be :D
Post a Comment