Sunday, December 16
günün maçı
bugünün tek planlanmış olayı olan beşiktaş-ankaragücü maçını izleme aktivitesi de nihayete erince kendimi yine amaçsız ve blog başında buldum. (liverpool-manchester united maçının olduğu bi gün günün maçı diye başlık atıp beşiktaş-ankaragücü maçı hakkında yazı yazmamı da beşiktaşlılığıma verin bi zahmet.) maç allaha şükür sevineceğimiz bir şekilde, beşiktaşımızın 3-1lik üstünlüğüyle sona erdi. ilk şokum sürekli armada starbucksta görüp "nekadar kezmana benziyo lan" dediğimiz çocuğun ankaragücünün kalecisi serkan çıkmasıydı. onun dışında maçın genelinde serdar özkan ikinci golde imzası bulunsa da her koşulda çalım atma sevdasıyla beni sinir etmeyi başardı, delgado pas hatalarına rağmen klasını konuşturmayı bildi, tellocuğum yine yaptı yapacağını (burdan isim telaffuz etmesini bilmeyen futbol eleştirmenlerine selam olsun) ve son olarak da ertuğrul sağolsun baki mercimek yerine ibrahim kaş'ı oynatarak sempatimi kazandı. o değil de, okadar maçlara gittik, sigaradan saçımızın yanmadığı mı kaldı, dev bayrak altında nefessiz kaldığımız mı; bir kez de kameralar tribünden kız manzaraları olarak bizi çekmedi be arkadaş. sarı saçsa bende de var. suçumuz yeni açıkta olmak mıdır? burdan beni ancak hipodromda görüp çekmeye değer bulan kameramanlara sitemlerimi gönderiyorum. beşiktaşım oley.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
yorum yapayim dedim,yorum yapmak icin comment tusunu bulana kadar canim cikti. neyse,sonunda bulduk.
guzel yazi olmus.
farkli kazanmayi ozlemistik,en son zurih macinda kazanmistik. 4ay olmus neredeyse.
cok kotuyuz diyoruz,umidi kestik takimdan cogumuz ama liderle 4 puan var. nasil is anlamadim..
mail atabileceğim, gerektiğinde tüm dünyayı sarmış spam listeme dahil edebileceğim bir adres verirseniz bir kaç maruzatım olacaktı.
Post a Comment