Thursday, August 28

TR

memur hayatımın 4. gününde, alttaki 'haber' başlıklı postlardan da anlayacağınız üzere bilgisayar başında oturmaktan bütün haber sitelerini hatmetmiş ve türkiye gündemine vakıf bir insan olarak kesinlikle anladım: haber altı yorumları, ülkece zeka ve sosyal seviyemizin büyük bir kanıtı. pratik olan dışında hiç bir zeka kırıntısı taşımayan insanlarla aynı havayı solumak, elitist bir tavır diyebilirsiniz ama, kanıma dokunuyor.

türkçe yazım hatalarına olan gıcıklığımı, bir kaç kez bu blog aracılığıyla belirtmiştim. son zamanlarda görüyorum ki işler kötüye gidiyor. interneti, msni ve türevi bütün saçma sapan 'social network' sitesini geçtim; artık televizyondaki reklamlarda, sokaklardaki ilan panolarında bile türkçe yazım hataları görmek mümkün. çok yakın zaman sonra, türkçe'yi düzgün yazabilen nesillerin nesillerinin tükeneceği inancındayım.

kalp krizleri eşliğinde şahit oluyorum ki, kuruluşundan bu yana bu kadar hızlı bir biçimde geriye, yobazlığa doğru giden bir ülke daha yok. insanların bakış açılarının, dünya görüşlerinin bilinçli bir şekilde değiştirilmeye çalışılması meyvelerini vermeye başladığından beri, eski türkiye'ye dair herhangi bir şeyi gördüğüm zaman en içteninden bi "vay a.k" tepkisi veriyorum. eski kıyafetler vs ninja kadınlar, eski türk filmleri vs kesilen öpüşme sahneleri. önümüz karanlık, önümüzü göremiyorum; el fenerime pil alayım desem bakkal amca'yı dövdüler içki satıyor diye, market kapalı..

1 comment:

cız-bız-liz said...

"çok yakın zaman sonra, türkçe'yi düzgün yazabilen nesillerin nesillerinin tükeneceği inancındayım.
"

yenikonuş.
1984.