department of international relations: geçen gün televizyonda aile fotoğrafı mevzusunu gösteriyorlar obama falan. bizimki de yancı direk. işte 'sıcak sohbetleri gözlerden kaçmadı' tadında alt haberler. olayın siyasi boyutunda değilim de çok komik değil mi abi obama lisenin popüler çocuğu tribinde herkes onunla sohbet etme yarışına giriyor. bence çok komik.
department of graphic design: küçüklüğümüzde şu anda adını hatırlayamadığım bir çizgi film vardı, insan vücudunun işleyişini anlatırdı. efsane. aklımda kalan bir bölümünde gözümüze bir şey kaçtığında sulanmasının sebebi olarak mikrop kapmasın diye ellerine fırçayı kovayı alan işçilerin gözlerimizi yıkaması gösterilmişti. über eğitici ve fantastik bir çizgifilmdi hatırlayan adını söylesin lütfen.
department of molecular biology and genetics: servise binip yanındaki koltuğa kimse oturmasın diye çanta/defter-kitap koyan, kaldırsın diye tepesinde bekleyince de kaş göz devirerek bir zahmet kaldıran insanları saçından tuttuğum gibi servisin camına yapıştırmak istiyorum. bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir saygısızlık, nasıl bir yetiştirilme biçimi.
department of communication and design: uyandırayım, ortak bir eski sevgilisi olan iki kızın konuşacak çok fazla konusu oluyor.
department of performing arts: alışveriş merkezlerinde, futbol sahalarında falan maskotlar var ya. işte onların içindeki adamlarla konuşup nasıl kafalar yaşadıklarını öğrenmek istiyorum.
department of psychology: hafızalar içinde en 'acı koyan'ı koku hafızası bence.
department of graphic design: küçüklüğümüzde şu anda adını hatırlayamadığım bir çizgi film vardı, insan vücudunun işleyişini anlatırdı. efsane. aklımda kalan bir bölümünde gözümüze bir şey kaçtığında sulanmasının sebebi olarak mikrop kapmasın diye ellerine fırçayı kovayı alan işçilerin gözlerimizi yıkaması gösterilmişti. über eğitici ve fantastik bir çizgifilmdi hatırlayan adını söylesin lütfen.
department of molecular biology and genetics: servise binip yanındaki koltuğa kimse oturmasın diye çanta/defter-kitap koyan, kaldırsın diye tepesinde bekleyince de kaş göz devirerek bir zahmet kaldıran insanları saçından tuttuğum gibi servisin camına yapıştırmak istiyorum. bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir saygısızlık, nasıl bir yetiştirilme biçimi.
department of communication and design: uyandırayım, ortak bir eski sevgilisi olan iki kızın konuşacak çok fazla konusu oluyor.
department of performing arts: alışveriş merkezlerinde, futbol sahalarında falan maskotlar var ya. işte onların içindeki adamlarla konuşup nasıl kafalar yaşadıklarını öğrenmek istiyorum.
department of psychology: hafızalar içinde en 'acı koyan'ı koku hafızası bence.
4 comments:
çünkü hatırlamada en çok etkili olan duyulardan biri koku alma duyusu.
çizgifilmi sen söyleyince hatırladım google'dan buldum. adı "once upon a time... life"
http://www.youtube.com/watch?v=YVeZyxfKt9o&feature=related
Ben de o çizgifilmin mütelalarındandım. Fransız yapımı; orjinal adı da "il etait une fois la vie".
o maskot adamlardan milka ineği şeklinde olan bitanesini annem çimdirmişti - adeta! gerekçesi de şu "ay bu hareket ediyo, insan mı var bunun içinde?" utançtan da olabilir ama gülmekten yarılmıştım. "my mom is a kinesthetic learner" diyerek konuyu pedagojik açılımlara sürüklemekten çekinmiyorum şu dakka.
o çizgidizi why why family de olabilir. olmaya da bilir.
Post a Comment