weather man: tam da "gündüz çıkarken yanına aldığın ince hırkanın akşamları sana yetmemesi havası"nın bizleri karşıladığını yazmayı planlıyordum ki, ben bunu yazana kadar tekrar götümüz donmaya başladı. 'global warming' diyerek kaçak dövüşüyor ve olayın ayrıntısına girmiyorum.
slc punk: mensubu olduğum üniversitenin mini mini hazırlıklarına ingilizce konuşmayı daha iyi öğretsinler diye getirilen speaking hocalarının en büyük zevki, üniversitemiz bünyesindeki sergilerin açılışlarına gidip şarap içmek. leş misin arkadaş? işte tam da bu yüzden sanat için sanat yahu, düşünsene sen bilmemkaç zaman didinmiş ortaya bir iş çıkartmışsın adam sadece beleş şarap var diye sergiye geliyor. bunların daha beter türk versiyonu şaraplı ekmek için kiliseye giden güruhtur ki bunlar pantolonuna zincir takıp kaldırımda bira içmeyi marjinallik zanneden güruhla yakın ilişkiler kurarlar. gördüğünüz gibi bu işin dini ırkı yok, paçoz heryerde paçoz.
righteous kill: Hürriyette çıkan bir haber "ilişkiyi reddeden eşini dövdü" diyor. alttaki okur yorumlarından biri ise "Türkiyede sadece kadınların ihtiyaçları var, erkekler insan deyil sanki..." buyurmuş. gördüğünüz gibi bazı şeylerse only in Turkey.
green street hooligans: bir yabancıyla bir türk biraraya geldiklerinde yapılan ilk hareket hiç şüphesiz karşıdakine türkçe küfür öğretmektir ya. ikinciyi de şu: o milletin türkiyede oynayan-oynamış olan futbolcusunu sormak. çok mühim bir ortak noktaymış gibi heyecanlı heyecanlı konuşuyoruz ya, bayılıyorum o akdeniz ruhuna bazen.
million dollar baby: şimdiye kadar gördüğüm en güzel araba yazısı "no baby on board - durex" stickerıydı romanya sokaklarında karşılaştığım. zaten o "arabada bebek var" yazılarına anlam veremiyorum. yani arabada bebek olmayınca korna çalmak, sıkıştırmak, taciz etmek serbest mi? bebek olmasının ne gibi bir fark yaratması gerekiyor bilemiyorum.
the illusionist: soda içince midenin rahatlaması inancını kafam basmıyor. o çıkardığınız gaz zaten sodadan aldığınız gaz değil mi?
finding nemo: servise binip de hiç arkalara gitme teşebbüsünde bulunmayıp çat diye ön koltuklara oturduğum ilk gün tam olarak öğretmen olduğum gündür.
slc punk: mensubu olduğum üniversitenin mini mini hazırlıklarına ingilizce konuşmayı daha iyi öğretsinler diye getirilen speaking hocalarının en büyük zevki, üniversitemiz bünyesindeki sergilerin açılışlarına gidip şarap içmek. leş misin arkadaş? işte tam da bu yüzden sanat için sanat yahu, düşünsene sen bilmemkaç zaman didinmiş ortaya bir iş çıkartmışsın adam sadece beleş şarap var diye sergiye geliyor. bunların daha beter türk versiyonu şaraplı ekmek için kiliseye giden güruhtur ki bunlar pantolonuna zincir takıp kaldırımda bira içmeyi marjinallik zanneden güruhla yakın ilişkiler kurarlar. gördüğünüz gibi bu işin dini ırkı yok, paçoz heryerde paçoz.
righteous kill: Hürriyette çıkan bir haber "ilişkiyi reddeden eşini dövdü" diyor. alttaki okur yorumlarından biri ise "Türkiyede sadece kadınların ihtiyaçları var, erkekler insan deyil sanki..." buyurmuş. gördüğünüz gibi bazı şeylerse only in Turkey.
green street hooligans: bir yabancıyla bir türk biraraya geldiklerinde yapılan ilk hareket hiç şüphesiz karşıdakine türkçe küfür öğretmektir ya. ikinciyi de şu: o milletin türkiyede oynayan-oynamış olan futbolcusunu sormak. çok mühim bir ortak noktaymış gibi heyecanlı heyecanlı konuşuyoruz ya, bayılıyorum o akdeniz ruhuna bazen.
million dollar baby: şimdiye kadar gördüğüm en güzel araba yazısı "no baby on board - durex" stickerıydı romanya sokaklarında karşılaştığım. zaten o "arabada bebek var" yazılarına anlam veremiyorum. yani arabada bebek olmayınca korna çalmak, sıkıştırmak, taciz etmek serbest mi? bebek olmasının ne gibi bir fark yaratması gerekiyor bilemiyorum.
the illusionist: soda içince midenin rahatlaması inancını kafam basmıyor. o çıkardığınız gaz zaten sodadan aldığınız gaz değil mi?
finding nemo: servise binip de hiç arkalara gitme teşebbüsünde bulunmayıp çat diye ön koltuklara oturduğum ilk gün tam olarak öğretmen olduğum gündür.
6 comments:
yüzde 80i sodanın gazı, evet. ama geri kalan yüzde 20yi de çıkarıyor dışarı.alıp çekiyo resmen, çok yapışkan. (öfff şimdi aklıma bi örnek geldi ki, vermeyim eniyisi)
midedeki asit-baz dengesiyle ilgili bir mevzuattı o yamulmuyorusam...
bu konseptli madde madde yazılarını severek takip ediyorum voodoo hanım kızım.
sordun diye söylüyorum : ) arabada bebek olması ile korna çalma ya da taciz olayını belki asıldığın kızın erkek arkadaşının olduğunu öğrendiğindeki utanma gibidir. hani pardon bacım dersin felan. hea demeyine de vardır, o da baby on board'a rağmen korna çalandır.
ama şimdi yazık değil mi bebeye, yeni uyumuştur. ne diye uyandıracaksın korna basarak : )
sanat benim için
Post a Comment