internet hayatımıza girdi gireli, ya da şöyle diyelim, ekşi sözlük yazarı olmak sizi sosyal ortamlarda havalı yapmaya başladığından beri popüler deyimle "klavye delikanlıları" etrafımızı sarmaya başladı. tabii benim bu tabiri kullanışım birtakım forumlarda artistlik yapıp "ahan da adresim yiyorsa gel lan" çıkışlarına tepki veremeyen insan manasında değil; bazı sosyal paylaşım sitelerinde belli yerlere gelip, ki belli yerlere gelmek dediğim de işte normal standartların üzerinde insan tarafından takip edilmek, kendini birdenbire bir bok oldu zanneden insan manasında. bu tip insanlara buradan defalarca çemkirdiğime şahit olanlar çoktur. blogu fazla tıklanıyor diye okuyucularından tarikat gibi bahsedenleri de gördük, kitap yazacağına inananları da. sonunda geldiğimiz haklı nokta ancak gerçek hayatında bir bok başaramamış insanların sanal başarılarıyla bu derece övüneceğiydi.
burada şu parantezi de açayım, derdim insanın kendini ünlü gibi hissetme güdüsüyle değil asla; kaldı ki wingman'e yazmaya başladı diye carrie bradshaw havalarına giren, birileri onunla blog söyleşisi yaptı diye zevklenen, fikirlerine önem verdiği insanlar blogunu okudu da beğendi diye götü kalkan bir insan olarak o kadar ikiyüzlü olacak değilim. popülerlik, yaptığımız şeyin beğenilmesi elbette hoşumuza gidiyor, insanın doğasında var bu. vefakat sanal ortamlarda 'isim yaptın' diye götün başın ayrı oynamaya başladıysa yoo dostum yoo orada duracaksın. kapa parantez.
şimdi bu sosyal ortamlar böyle bir aldı başını yürüdü durumuna gelince, aman her yeni çıkan şeye atlayalım, aman eksik kalmayalım, olur da tutar o zaman "ohooo olum ben o ilk açıldığında üye olmuştum" diyebilelim modu oluştu insanlarda. işte bu son formspring.me dalgasını da buna bağlıyorum ben. yoksa kimsenin kendini o kadar da bir şey zannettiğine inanasım gelmiyor, konduramıyorum. başıma herkes prof oldu engin bilgileriyle bizi aydınlatacaklar ya "ask me anything" diyorlar. herkesin üye oluş sebebi farklı olabilir de, olayın çıkış noktası soru-cevap olduğundan insan ister istemez blog söyleşisi konseptiyle dalga geçenlerin koştur koştur üye oluşunu anlamlandırmakta zorlanıyor. kimse açık açık "ben hep kendimi ünlü gibi hissetmek istedim, orada da millet gelip sorular sorunca ben de havalı havalı cevaplar yazıp millete vay bee dedittirince hoşuma gidiyor" diyemiyor; bu sahtelik, kendini bilmezlik, bilip de bilmezden gelmelik de bana batıyor. sözüm bazı durumlarda meclisten içeri, bazı durumlarda dışarı. ona da siz karar verirsiniz boşuna demiyoruz herkes kendini bilsin diye. nasıl blog yazarken bile geriye dönük göndermeler, hatırlatmalar, pekiştirmeler yapıyorum tam bir eğitim neferiyim değil mi.
ha benim formspring.me hesabım olmadığından soramayacaksınız ben peşinen buradan söyleyeyim: pek çok sevdiğim blogger ve twitter arkadaşımı kurban ettim bu illete, acım büyük. bana bu yazıyı yazdıran a.k.a benim götüme giren çıkan da odur.
burada şu parantezi de açayım, derdim insanın kendini ünlü gibi hissetme güdüsüyle değil asla; kaldı ki wingman'e yazmaya başladı diye carrie bradshaw havalarına giren, birileri onunla blog söyleşisi yaptı diye zevklenen, fikirlerine önem verdiği insanlar blogunu okudu da beğendi diye götü kalkan bir insan olarak o kadar ikiyüzlü olacak değilim. popülerlik, yaptığımız şeyin beğenilmesi elbette hoşumuza gidiyor, insanın doğasında var bu. vefakat sanal ortamlarda 'isim yaptın' diye götün başın ayrı oynamaya başladıysa yoo dostum yoo orada duracaksın. kapa parantez.
şimdi bu sosyal ortamlar böyle bir aldı başını yürüdü durumuna gelince, aman her yeni çıkan şeye atlayalım, aman eksik kalmayalım, olur da tutar o zaman "ohooo olum ben o ilk açıldığında üye olmuştum" diyebilelim modu oluştu insanlarda. işte bu son formspring.me dalgasını da buna bağlıyorum ben. yoksa kimsenin kendini o kadar da bir şey zannettiğine inanasım gelmiyor, konduramıyorum. başıma herkes prof oldu engin bilgileriyle bizi aydınlatacaklar ya "ask me anything" diyorlar. herkesin üye oluş sebebi farklı olabilir de, olayın çıkış noktası soru-cevap olduğundan insan ister istemez blog söyleşisi konseptiyle dalga geçenlerin koştur koştur üye oluşunu anlamlandırmakta zorlanıyor. kimse açık açık "ben hep kendimi ünlü gibi hissetmek istedim, orada da millet gelip sorular sorunca ben de havalı havalı cevaplar yazıp millete vay bee dedittirince hoşuma gidiyor" diyemiyor; bu sahtelik, kendini bilmezlik, bilip de bilmezden gelmelik de bana batıyor. sözüm bazı durumlarda meclisten içeri, bazı durumlarda dışarı. ona da siz karar verirsiniz boşuna demiyoruz herkes kendini bilsin diye. nasıl blog yazarken bile geriye dönük göndermeler, hatırlatmalar, pekiştirmeler yapıyorum tam bir eğitim neferiyim değil mi.
ha benim formspring.me hesabım olmadığından soramayacaksınız ben peşinen buradan söyleyeyim: pek çok sevdiğim blogger ve twitter arkadaşımı kurban ettim bu illete, acım büyük. bana bu yazıyı yazdıran a.k.a benim götüme giren çıkan da odur.
22 comments:
bütün bu abudik gudik oluşumlar arasında en saçması twitter'dır...
@orayeğin çok güzel yazmışsınız yazmak sosyal alemdeki ezikliğin gelebileceği son noktadır, oradan ötesini göremedim ben...
soru sormanın kötü bir tarafı yok, küçüklüğümüzde de anket yapardık... bazen sevdiği kıza açılamıyor insan...
değil mi bedrin aslanı?
ayrıca bu çağda herkesin götü başı biraz oynayacak, el mahkum...
ha ne zaman ki biri god hesabıyla üyelik açar, soruları da daha sorulmadan cevaplamaya başlarsa işte o zaman benim de korkudan götüm başım oynamaya başlar, yazdığımı yaşadığımı sokağa atılamayan balgam gibi yutarım!
varol döken sana tek lafım var;
ahahahahahahahahaha...
(yanlış anlaşılmasın neşeyle gülüorum, küstahça diil)
alt yapısını incelemek için geçtiğimiz günlerde üye oldum, twitter hesabımı sordu lambur lumbur baktım twitter'a tivit atmış. ayrıca inceleyemeden site çöktü ve üyeliği iptal edemiyorum, Error mevzuları falan.
Resmen beni içine aldı bu site. çıkmama izin vermiyor, sorulara cevap vermiyorum. ama üyeliğimi de iptal edemiyorum. sanırım bunu ypaan sitenin bu kadar bokunun çıkacağını tahmin etmemişti. şimdi döte geldi. :)
Böyle durum yazıları yazdığın için ayrı bi seviyorum bu arada blogunu :)
millet sorsun, ben de göt edeyim diye girdim, iddialıyım. biri beni kitlerse, mekanı terk ederim. o kadar.
sen de gel, nolur.
formspring.me olayında, soruları çatır çatır cevaplayanlara aynı soruları günlük hayatta sorsan 5-6 saniye hareketsiz kalıp boş boş yüzüne bakarlar.
Acaba vereceğim cevap doğru mu yanlış mı,rezil olur muyum bu cevapla diye düşünürler; sonrasında ya cevaplamayı kibarca reddederler ya da geçiştirerek cevaplarlar.
İnternet başından gogıllayarak, sözlükleyerek bir sürü bilgiye anında ulaşarak şakır şakır cevap veriyor olmalarına bir süre sonra kendileri de inanıp, kendilerini bi'şey sanmaya başlarlar.
Olay bundan ibaret yani dediğin gibi.
@Varol Döken; "@orayegin"li yorumuna ayrıca katılıyorum.
herşeyi geçtim sitenin en büyük reklamını sen yapıyosun :) bi süre daha devam ederse bu fenomen, sırf merakımdan bakıcam nedir ne diildir diye
formspring.me ne lan?
Bir de "biz twittera, bloggera kıla yüne üyeyiz diye niye bize mana buluyorlar?" diyenler türedi...Yahu "bize mana buluyorsunuz" diye başlayıp yazıda veya lafta mana bulduğu düşündükleri adamlara mana buluyorlar :)) Ben sana twitter veya formspring midir nedir ""hesabını kapat demiyorum ki, saçmasapan bir şey diyorum, dalga geçiyorum...ne halt yersen ye..seni bu neden geriyor ki...ama cevap olarak "ne eleştiriyorsunuz be önümüze gelene bir tekme, eleştirmeyin" savunması geliyor....hangisi daha faşizan acaba :))
Varol bence çok pis bir giriş yapacak...Böyle olan bir şeye üye olmak yerine direk bir şey yaratabiir...Ya da bence unutulan bir şeyi ayağa kaldıracak...Icq falan....öyle bir sansasyon bekliyorum....River Raid de olabilir..
hah işte "sana ne aq" tipi yorumlar gelsin diye bekliyordum ben de bu tip bir açıklama yapmak için mr dutchman, ağzınıza sağlık.
bir kere direkt savunmaya geçen insan zaten kendisi o yaptığı hareketten emin değil demektir. kendini bilen insan eleştiriyi sallamaz, ya da eleştirene saldırıya geçmez. bu eziklerde direkt bir salya saçma durumu oluyor.
hayır bir de üye olduktan sonra bin kez duyuruyorlar ya deli oluyorum. ulan açtın işte gelen gelir. gelmeyince tutuşup her tür siteden duyurular başlıyor günde 10 kez. yeter be.
@dutchman
feysbuk için bir şey düşünüyorum evet, lan bak belki onun için twitter'e bile üye olurum...
ya şimdi düşündüm de:
nah olurum!
varol dün biz düşündük de hanımla. bence sen tv'den bir şey izlerken ya da tvden internete bağlıyken hiçbir aracı alet olmadan direk televizyonun harddiskine kaydetme sonra da o harddiskten izleme teknolojisini keşfet..
yoksa var mıydı lan o? :))
klavye delikanlılarının kafalarında parçalayasım geliyor klavyelerini
Sayın vudu. Gerçek hayatında bir bok başaramamış insanların sanal başarılarıyla övünüyor yazmışsın. Bazılarının gerçeği sanalı mı kalmış ki?
Kendi blogun olduğu için tabiki burada parantez ac kendi tv sahibi olan insanlar gibi parantez kapa buradan kendini bi nevi pazarlıyorsun ve sonra da aslında ben öyle biri değilim buna karşıyım tarzı yazı yazıyorsun. Bırak şimdi yeme bizi.
Nasıl olsa burası senin, istediğin gibi yaz istediğin gibi ceviiiiiiiir.
Kaçırmışım mevzuyu. Üzüldüm lan şimdi.
HBBA güzel tweetlemişti. Aynen derim.
"formspring sayesinde röportaj yapılan star hissini de yaşattı bu internet bize. evet artık kabul edelim ki internet egomuza çalışıyor."
mr ruhi,
okuduğumuzu anladık mı cevap verelim. kendini pazarlamaya değil, kendini pazarladığını açıkça söyleyemeyecek kadar kaypak olmaya karşıyım.
saygılar.
bırakın ya herkes herşeyi açsın artık
açılım açılım ak günlere açılım mı diyorsun yani shenemcim?
ak ne be,ak ne??ruhi'cim ak'ı hiç karıştırma.
kim nasıl mutluysa neyi,neresini açıcaksa açsın.ülkemizdeki aç'lık malum.o bağlamda söyledim.
ben ya da o formspringle mutlu olacak değiliz..ama onunla mutlu olan kullansın.biri formspring açar mutlu olur,biri poposunu açar mutlu olur
off..çok piss yağmur yağıo bu arada
Ya ne bunları kullananın bir artısı vardır ne de kullanmayanların.Saçma bir tartışma olur bu.
Herkes kendisini iyi hissetmek ister; kompleksinin,sapkınlığının derecesini kimse bilemez. Kimisi onu takmayan ama ünlü olan bir arkadaşından sürekli bahseder, kimisinin umurunda olmaz, adını anmaz. Moda yahu işte sonuçta. Ugg giymek gibi aynı.
Hepsinde hesabım var(formspring'de olmasının sorumlusu sensin) gayette mutluyum. Twitter'dan iyi arkadaşlar, Facebook'dan güzel ablalar edindim(friends with benefits). Ha facebook için fotoğraf çektirenlar varki onlara İsmail YK dan gelsin şarkımız.
Kimse yokken bende vardıcılara bende ayrı kılım. Sanırsın kuarsları keşfetmiş lavuk. Ama bunlar her yerde var; bloggerlarda bile var, yok mu?
Ne eleştirene, ne de kullanana laf yetiştirmek akılcı bu raddede. Eğlensin millet; kimseye kalmazmış bu dünya.
Ben, sorulan değil de soran olduğum için, bana iyi bir şeymiş gibi geldi.
E-mail atsam belki de cevap vermeyecek birine kısa bir soru sordum (şu ana kadar ilk ve tek sorumdur, gelecekte başkaları da olabilir tabi)hemen cevap geldi, sevindim.
İyi yani, kızılacak bi şey değil.
Post a Comment