Wednesday, June 23

sevdanın son vuruşu da tam porno ismi ha

şu hayatta pasiflik ile birlikte beni en çok rahatsız eden insan davranışı 'kanıksamışlık'tır. bilmem kaç senedir sadece i. melih gökçek'e değil, "adam çalıyor çırpıyor belki ama en azından iş de yapıyor"culara tahammül etmek zorunda kalan bir ankaralı olmam bu hissin çıkış noktası olabilir, bilemiyorum fakat ortada kötü bir durum olduğunu bile bile buna müdahale etme gücünü ya da isteğini kendine bulamamak fena bir şey. bağlıyorum: bugün okulda iş arkadaşlarımın yanında "zaten mutsuzum" diye başlayan bir cümle kurdum ve kimse de dönüp "noluyor yahu, neden mutsuzsun, o nereden çıktı?" gibi ataklarda bulunmadı. bir diğer boyutta ben ki iş yerinde sosyalleşmeyi, kendimi açık etmeyi sevmeyen insanım; rahat rahat "mutsuzum" demekten hiç rahatsızlık duymadım. işte şimdi sıçtık çocuklar. üstelik hafta sonu istanbul'dayım, bu depresyonuma daha nasıl depresyonlar eklenecek hep birlikte izleyip göreceğiz. daraldıkça daralıyorum; "gel genişleteyim" diyenim yok böyle üzücü bir hikaye.

bir de yalnız yaşamak yemek konusunda hiç yaramadı bana fenalardayım. tek olduğum için içimden yemek yapmak hiç gelmiyor, dolayısıyla genelde ya dışarıdan söylüyorum ya da dışarıda yiyorum. denedim ha, denemedim sanmayın; yalnız evde yemek yaptığımda şöyle bir döngü oluyor: yemeği bir gün yiyorum, takip eden günler ya yemiyor ya da dışarı opsiyonlarını değerlendiriyorum + yemeği yemediğim gibi dolaba kaldırmayı da unutuyor ve birkaç gün sonra mutfaktan gelen zehirli kokularla kendime gelip içinde büyüyen organizmalardan arındırdığım tencereleri yıkama telaşına düşüyorum. kaç puan?

dertlerim böyle. tek mutlu haber olarak ise bugün masterda research konuma karar verdim sayılır, blogger o zamana yasaklanmamış olursa uygulama şansım olacak. günümüz akademisyeninin çilesine gel, şurada ingilizce öğretimi dünyasında çığır açacak bir bilim insanı yetişemiyor ağzının tadıyla. akademisyenin çilesi demişken; bizim okulda öğrenci olup kim olduğumu bulmaya çalışan gençlere sesleniyorum evladım manyak mısınız strese sokmasanıza lan adamı şurada geniş geniş yazıyorum ne güzel.

böyle günlük gibi yazınca da bitiremiyorum mal gibi bakıyorum ekrana o kötü.

Monday, June 21

a creature conditioned to employ matrimony

malum düğün sezonu açıldı, benim de bu seneki "çok yakınımın düğünü" kontenjanını dolduran çift 12 yaşından beri tanışık olduğum dostum ve sasa ilic'in eski kız arkadaşı olma özelliğiyle beni kendine hayran bırakan sırp gelinimiz oldu. dostum ile münasebetimiz ortaokul yıllarına dayandığından, düğünde benim tanıdığım davetlilerin pek çoğu bizim liseden, 'birlikte büyüdük' denilebilecek tiplerdi ve hemen hepsinin yanında 'nişanlı'ları vardı. bir kere bu nişan konseptine kılım. eski zamanlarda, yani beraberlik içerisinde olan kadın ile erkeğin aile baskısı nedeniyle 'ilişkiye bir isim koymadan' rahat rahat dışarı çıkıp birbirlerini tanıyamadıkları zamanlarda tamam da sene olmuş 2010 ne nişanı arkadaşım? kime neyin sözü, gösterişi? "biz evlenmeye karar verdik" neden ilan edilmesi gereken bir şey? evlenmeye karar verdiyseniz evlenin yahu, ne bu seremoni? benim kaale alacağım tek nişan kraliyet nişanıdır, onun da ne demek olduğunu bilmiyorum da kraliyet falan diyor ya oradan topluyor artistik puanları.

asıl takıldığım nokta yanında nişanlısı değil kız arkadaşı olan arkadaşlarla ayaküstü yaptığım "neden evlilik?" konuşmalarından edindiğim o çok rahatsız edici izlenim. gördüm ki sorunun cevabında buluşulan nokta, belli bir süre birlikte olup belli bir yaşa gelince evliliğin kaçınılmaz olduğu. iki tarafın da canına minnet; erkek -hele de ailesinden ayrı yaşıyorsa- bir düzeni olsun istiyor = devlet onayıyla düzebildiği insan evi çekip çevirsin, ona eskiden anneciğinin yarattığı 'sıcak bir yuva' hissini yaratsın istiyor. kadınlar zaten default evlilik düşkünü olarak tanımlanıyorlar da benim gördüğüm onlar da içten içe ele güne karşı belli bir statü kazanma, 'evde kalmış' damgası yememe ve çoğu zaman da çocuk doğurma derdindeler. hiçbirine itirazım yok. ben sevmiyorum, gereksiz görüyorum diye evlilik tü kaka bir şey diyecek değilim; elbette bir insanın hayali ömrünü başka bir insanla geçirmek, ve bunu istediğini resmi belgelerle kanıtlamak olabilir. yalnız bunun "şartlar öyle gerektiriyor, ilişki belli bir süreyi geçince evlenmek dışında yapacak bir şey kalmıyor" düşüncesiyle yapılması, o çok kutsal görülen evlilik kurumuna yapılan en büyük saygısızlık bence. bu tip sebeplerle evlenenler toplumun ahlakını koruyor pozisyonundayken benim gibilerin toplumun ahlaki değerlerinin amına bile koyduğunun düşünülmesi de güzide ülkemin binlerce ironisinden sadece biri.

ben size evlenmeyin demiyorum, hobi olarak tabii ki evlenebilirsiniz. ama bunu bilinçaltınıza yerleşmiş toplumsal baskılar sonucu yapıp da karşıma ideal hayatlar yaşayan ideal çift etiketiyle çıktığınızda hassas cildime batıyor o etiket benim, kesiveriyorum.

Saturday, June 19

you can dress up like a sultan in your Onion Head Hat

anı: yıllar önce annemler tatildeyken gazeteciler artık hangi bahaneyle bilemiyorum annemle teyzemi bikinileri içinde bir arabanın önünde fotoğraflamış, sonra da gazeteye "türkiye'ye tatil için gelip parasız kalan turist kızlar taksicilik yapıyor" diye basmışlar. dedem de delirip gazeteyi falan toplatmış bulundukları yerde. o gazetenin bir kopyasının dahi olmayışı büyük bir acıdır içimde. babamın da hakemlik yıllarında kendi yönettiği maçlarla ilgili çıkan haberleri, 'haftanın hakem üçlüsü' seçildiklerinde isimlerinin yazdığı o haftalık görünüm zımbırtılarını kesip yapıştırdığı bir defteri vardı. hiç unutamadığım sayfa da o dönemin mhk başkanı mıdır nesidir adamın teki "hakemler benim çocuğum" gibi bir açıklama yapmış, babam bu haberi kesip sayfanın ortasına yapıştırmış ve ok çıkartıp "o zaman hepimiz piçiz" yazmış. oturup uğraşmış yani bununla. çemkirme genlerimi nereden aldığımı anladığım gün o gündür.

his: sonucunda ünlü olunabilen bir sanat dalıyla uğraşıp ünlü olamamış olsam çok sinirim bozulurdu benim haksız ün kazananları gördükçe. hayır şimdi bile sinirimi bozuyor emre aydın, mehmet turgut falan gibi isimler zira o ünü ve parayı hak eden çok daha yetenekli isimler olduğunu düşünüyorum ülke sınırlarında. hele bir de aynı mesleği yapıyor olsak hasetimden çatlardım herhalde. allahtan bizim sektörde maksimum "ulan sunum diye bunu mu koymuşlar konferansa ben bundan daha güzel paper yazarım" diyorsun bitiyor. Cesur Öztürk reyis ayrı tabii.

tespit: teknoloji çıktı sosyallik bozuldu diyor insanlar da bence teknolojinin en büyük dezavantajı gerçek hayata fazla etki etmeye başladığı zaman çıkıyor ortaya. gerçek hayatta seninle aynı seviyede internet ya da sosyal paylaşım siteleri geçmişi olmayan insanlarla sosyalleşirken sıkıntı yaşayabiliyorsun. geçen gün konferansta konuşma dinlerken birden yanımdakilere dönüp "adam haklı beyler" dediğimde kimse gülmeyince göt oldum oradan biliyorum.

komik:

Tuesday, June 15

Celebrity Fuck Match

yatakta kötü olmasına çok şaşıracağımız ünlüler - vol. 10

Fabio Cannavaro

[bu defa çıplak fotoğrafa bile gerek yok; adam bakışıyla, yandan sırıtışıyla net "sikerim" diyor.]

Monday, June 14

tek gecelik ilişkilerde sürpriz yumurta sendromu

düzenli bir seks partneri bulamayıp çılgın gecelerde ava çıkan genç nüfusun en büyük problemi, akşam boyu yazışta bulunulan insanın yatakta ortaya çıkardığı sürprizlerdir kanımca. bu konuda erkekler dertli malum, push-up bra çıktı mertlik bozuldu. ne zaman ki erkekler için push-up don çıkar o zaman eşitlenir durumumuz ben bunu bilir bunu söylerim. piyasada görüntüsüyle prim yapması gerekenler genelde bizim cins olduğundan kendimizi farklı gösterebilme konusunda pek marifetliyiz, şahsen beni delicesine korkutan çıt-çıt saçlar olsun, renkli lens olsun, en güzelinden makyaj olsun kadın kısmı 'giderli' olmayı bir şekilde başarıyor. bu tip yapay güzelliklere kapılan erkekler de sabah uyanıp yanlarında gördükleri şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştıkları bir kaç dakika yaşıyorlar en kötü senaryoda. erkekler ise bu tip kozmetik mucizelerinden pek yararlanmadıkları için, genelde açık kapatma işi altlarına çektikleri arabalarla falan oluyor sanıyorum.

yalnız kadın kısmının bu sıkıntı duyulabilecek sürpriz mevzusu fiziksel özelliklerden daha beter boyutlara pek ulaşmıyordur tahminimce. yani bir kadının sekste nasıl bir performans göstereceği, gece boyu yapılan muhabbetlerden ve vücut dilinden anlaşılıyor olmalı. işte bu noktada şapkadan çıkan tavşan bizim götümüze giriyor beyler. gece boyu ediz hun centilmenliğinde takılan adam yatağa girip de dirty talk kontenjanından "seni sikmek istiyorum"lara başlayınca, bir yandan zorla "beni sikmen hoşuma gidiyor" dedirtirken bir yandan göt deliğini parmaklatmak isteyince bu bünyelerde soğuk duş etkisi oluyor. ben ki 8 senedir bu sahada takımım için top koşturuyorum, artı beşiktaşlı kimliğimle mustafa denizli'den alışkınım böyle tavşanlara ama beni bile yıldırdınız. giydiğim push-up bra'nın karşılığı "ayağımı yala!" diyen adam olacaksa tamam arkadaş bundan sonra takmıyorum, küçük memelerimle başım yukarda meydan okuyorum içindeki gay'i susturmak için kadına yatakta sert davranan sözde porn-starlara.

Sunday, June 13

teyze oldum

yavru kartal duru emokalp ben

Wednesday, June 9

kadınlar ve dünya kupası

ilki amerika dışından da seyirci çekmek isteyen sex and the city'nin dünya kupasına gönderme yaptığı afişi. ikincisini de keyifarası'ndan çaldım, belçika'da bir televizyon kanalının muhteşem reklamı.



bir kadın olarak ben de dünya kupası sürecini evde düzenleyeceğim maç izleme organizasyonları ve euro 2008'de yaptığım gibi "en yakışıklı 11" ve "en güzel forma tasarımı" gibi blog yazılarıyla geçirmeyi planlıyorum. haydi başlasın artık.

Saturday, June 5

dün gece çok aradım, aradım bulamadım

bu google sansürlenecek bazı hizmetlerinden yararlanılmayacak vs söylentileri çıktıktan ve küfürlerim bittikten sonra aklıma geldi analytics diye bir şey vardı değil mi diye, dedim serimize bir halka daha ekleyelim madem başımıza bir iş gelmeden. kendi repertuarım çoktan tükendiğinden başlık için twitterda referandum yaptım, semramelie katıldı kazandı.

1. arar bulurum sex:
vay arkadaş ne şanslı insanlar var. bize de öğretsene cCc reis cCc

2. birbirimizi neden anlamıyoruz: kıyamam. ama sana kötü bir haberim var; biz birbirimizi anlamadığımız gibi google da sorduğun soruyu anlayamıyor.

3. donun olayım osuruğuyla boğ beni: gençlik nereye gidiyor, eskiden tarkan "belindeki kemer olayım" derdi aşkla kendimizden geçerdik. şimdiki nesil de böyle işte. hep internetin ve tv programlarının suçu bunlar.

4. egitilmiş köpeklerle sex: hazır ales de açıklandı, cv alım süreci başlamıştır.

5. erkek mi kalmadı porno: benim hala ümidim var be hacı, kalmadı gibi gözüküyor ama henüz tek başıma porno izleme günlerimi başlatmak istemiyorum.

6. goril ve insan çiftleşmesinde benzerlik: sevişen insanlardan biri sen isen, iq'lar baya benzerlik gösterir gibi.

7. kaslı pipi: beyler sıçtınız bir de bu çıktı. neyse korkmayın, boy ve portre fotoğrafını beğendiğim arkadaşlara uygun ücretli 'personal trainer' olabilirim.

8. kızın götten yediğini anlayabilirmiyiz: urban legendlar mevcut, yürüme şeklinden götün yere yakınlığına kadar pek çok teori duymuşluğum var. yalnız "burnunun ucuna basıldığında kıkırdakları yanlara ayrılan kız bakire değildir"in üzerine tanımıyorum o hususta.

9. sarıdan kahve saç rengine nasıl dönerim: boyayarak? ondan sonra "neden sarışınların adı aptala çıkıyor" diyoruz.

10. seks yazan kadın blogger: filiz sevişelimmi diyen çocuk bu. gayet net belirtmiş isteğini, aramış, bulmuş. tebrikler.

Tuesday, June 1

dünün getirdiği

9/11dan sonra her müslümana potansiyel terörist gözüyle bakılmasına çemkiren yurdum gençleri dünkü olaylardan sonra twitter'da paylaştıkları hitler alıntılarıyla ikiyüzlülüğün tanımını bir kez daha yaptılar. tebrik ediyor, allah'tan belalarını diliyoruz.