ama sen de anamızı ağlattın be beşiktaş..
maç analizi yazısı yazmayı sevmediğimi bilen bilir. o işi profesyoneller yapmalıymış ve ben konuşunca kahvedeki adamın ahkamı başlıklı yazılara imza atıyormuşum gibi gelir. ancak dünkü maçtan sonra bahsetmek istediğim ve kabullenemediğim bir tavır var futbol severlerle ilgili. dünkü maçı izledim, hakemle ilgili yorumların alıp başını gideceği belliydi. sıkıntı zaten budur, artık öyle bir ligimiz var ki hakeme güvenden eser kalmamış. holosko'nun hareketi direk penaltı, değil diyen futboldan anlamıyordur zaten. top kontrolden uzaklaşmaya başlamışken yapılmaması gereken gereksiz bir hareket. sonradan attığı gol affettiremedi benim gözümde holoskoyu; gol attıktan hemen sonra penaltı olmasaydı oyunun temposu farklı ilerleyebilirdi çünkü. ilk gol maç esnasında izlediğimde faul değilmiş gibi geldi ama internette gördüğüm bir fotoğraf aklımı karıştırdı biraz. otoriteler ne dedi bilemiyorum, yenildikten sonra futbol programları yaraya tuz bastığından izlemedim. delgadonun sarı kartı zaten sürekli tartışılan "hakeme kart işareti yaparsan cıs olur" saçmalığının tekrar tartışılmasına sebep oldu ancak benim anladığım delgado orda kart işareti yaparken "bana ilk harekette çektin kartı (gösterilen kart işareti) buna göstermeye niye götün yemedi şerefsiz" demeye çalışıyordu daha çok. öyle olmasa bile hakeme kart işareti yapmanın sarı karta yolaçması, dün gördüğümüz ardanın düştükten sonra kart işareti yapar gibi kalkıp kuralı hatırlamasıyla "aman yok hacı bişey yapmadı süper karar verdin" hareketine çark etmesi gibi komik görüntülere sebep oluyor. dünyanın en saçma kuralı. kart mı istedin al sana kart bebeliğinden başka bir şey değil.
ben de iyi ki maç analizi yapmadım. ama tüm bunlardan bahsetmemi bir yere bağlayacağım da ondan. demem o ki evet hakeme güven kalmadı ligimizde ve dün de skora direk etki edecek şekilde olmasa da oyunun dengesini bozacak kalitesizlikteydi hakemin yönetimi bana sorarsanız. ama dangalakça oynadığınız ve kaybettiğiniz bir maçtan sonra suçu hakemlere yüklemek ve "hakem düzgün olsaydı" diye başlayan cümleler kurmak bence biraz "galata galata köpeklere salata" kafasında bir iş. senin takımın oyunuyla ortalığın amına koydu da hakem mi vermedi golünü? sen hiç bir hata yapmadın takım olarak da tüm hataları hakem mi yaptı? böyle bahaneler yenilginin gerçek nedenlerinden uzaklaşıp "biz aslında iyiyiz de hakem sürekli hakkımızı yiyor" ilüzyonunda kaybolmamızı ve sorunları düzeltmek adına hiç bir bok yapmamamızı sağlar. ligin en çok korner kullanan takımı olarak hala kornerden gol atamayışımızı, taç kullanırken nerdeyse her seferinde rakibe top kaptırışımızı, ileriye top taşıma adına istikrarlı bir görüntüye hiç bir zaman ulaşamayışımızı da mı hakeme bağlayalım?
hakemlerin güven vermeyişi daha çok keyifsiz maç izlememe sebep oluyor benim. "yine ne numaralar dönecek bakalım" paranoyaklığıyla. onun dışında tüm sinirim iki ayaklarıyla bir kartal ski kaldıramayan futbolcularımıza, "ertuğrulu yerinden ettin de sen ne düzelltin şu takımda" diye çemkirmek istediğim denizli'ye ve elalemin attığı golü alkışladığı staddan yükselen "yıldırım demirören yeter" seslerine kulak tıkayan orangutan başkanadır.
ben de iyi ki maç analizi yapmadım. ama tüm bunlardan bahsetmemi bir yere bağlayacağım da ondan. demem o ki evet hakeme güven kalmadı ligimizde ve dün de skora direk etki edecek şekilde olmasa da oyunun dengesini bozacak kalitesizlikteydi hakemin yönetimi bana sorarsanız. ama dangalakça oynadığınız ve kaybettiğiniz bir maçtan sonra suçu hakemlere yüklemek ve "hakem düzgün olsaydı" diye başlayan cümleler kurmak bence biraz "galata galata köpeklere salata" kafasında bir iş. senin takımın oyunuyla ortalığın amına koydu da hakem mi vermedi golünü? sen hiç bir hata yapmadın takım olarak da tüm hataları hakem mi yaptı? böyle bahaneler yenilginin gerçek nedenlerinden uzaklaşıp "biz aslında iyiyiz de hakem sürekli hakkımızı yiyor" ilüzyonunda kaybolmamızı ve sorunları düzeltmek adına hiç bir bok yapmamamızı sağlar. ligin en çok korner kullanan takımı olarak hala kornerden gol atamayışımızı, taç kullanırken nerdeyse her seferinde rakibe top kaptırışımızı, ileriye top taşıma adına istikrarlı bir görüntüye hiç bir zaman ulaşamayışımızı da mı hakeme bağlayalım?
hakemlerin güven vermeyişi daha çok keyifsiz maç izlememe sebep oluyor benim. "yine ne numaralar dönecek bakalım" paranoyaklığıyla. onun dışında tüm sinirim iki ayaklarıyla bir kartal ski kaldıramayan futbolcularımıza, "ertuğrulu yerinden ettin de sen ne düzelltin şu takımda" diye çemkirmek istediğim denizli'ye ve elalemin attığı golü alkışladığı staddan yükselen "yıldırım demirören yeter" seslerine kulak tıkayan orangutan başkanadır.
10 comments:
Galatasaraylı olarak , Beşiktaş'ı yenerken sevinemememin sebebi nedir bilmiyorum ama şu tüp kafa gitsin artık yaa .
indian ne söylediyse aynen katılıyorum gs olarak her sene fenerle boğuşmaktan bıktık gelin bi el verin yahu :)
Bjkliyim. Ama yıldırım ordan gidene kadar ne maçını izlimem. buna bu maçta kara vermedim. arkadaşına parayla küfrettirerek gelen adamdam adam olmaz
Kaderi baştan yazılmış bir ligde oynuyoruz.Hakemler maçı katlediyor allah razı olsun.Bir de maçtan önce ligtv sikiperi(spikeri) dangalak yaşlı adam diyor ki eğer Türkiye'den fifa kokartlı hakem çıkacaksa Cüneyt Çakır olmalıdır.Onun mımına koyıyım ben.Tabi bütün suç hakemde mi? Hayır.
Delgado, Tello ve bir kaç kişi dışında her zamanki gibi takım RUHsuzdu.Delgado sezonun en iyi maçını çıkardı bence.Takıma otoritesini koydu.Eğer kırmızı kart vermeseydi hakem bence Delgadolu Beşiktaş maçın kaderini değişirecekti.Neyse sikilen götün hesabını yapacak halimiz yok bu saatten sonra.
Galatasaraylılara da teşekkür ediyorum.Protestoları için.Rakip takımlarda artık Yıldırım Demirören'i istemiyorlar.Sevindim buna.Yalnız değilmişiz demek ki.
Bu arada Holosko ve Uğur İnceman bile bile resmen penaltı yaptılar.Onlara hala çok kızgınım...
yaşasın, fitbol konulu ilk blogumu bu maçla alakalı olarak yazdım, çok heycanlıyım :P
yıldırım demirören kişisi, arabasına artis artis binerken taraftarıyla sorunları konuşmayı reddeden bi insandır, daha fazlasını beklemiyordum ben ondan zaten.
"tip kafa" :)
gitsin de kurtulalım harbiden :@
4 senedir deplasmanda derbi kazanamiyoruz. 44 sene kazanamasan da senden vazgecemeyiz,biliyoruz.
@indian aynı durum bende de var. ha gs-bjk maçı, ha gs-konyaspor maçı. bu güzel bir durum tabi..
valla bi fb olarak bjk ye herzaman sempati duymuşumdur gs yanında. bu maçıda sırf sevgilime destek olsun diye onun yanında izledim. hatta önce beşiktaşa gittik birlikte çarşıya girip biralarımızı içtik. en son fb-bjk derbisindeki yenilgilerinde çok fazla yüklenmiştim kendisine onu telafi etmek istedim amma velakin maçı izlerken hakikaten bende sinir krizleri geçirdim.
hakemin ibneliklerinin bini binbeşyüzdü ama beşiktaşında eksikleri çoktu. üzüldüm ve gs karşısında galibiyet alamamasına bozuldum.
tüp kafalı yıldırıma gelicek olursak, bence bıraksın bu işleri siktirip gitsin biyerlerde demir örsün. beşiktaşada daha kan kaybettirmesin...
http://2.bp.blogspot.com/_7kSbHBEEEDg/SVPFSY9H32I/AAAAAAAAABg/kwTr5B6SU_0/s1600-h/nobre.bmp
Yorumsuz bir görüntü...
biraz adalet...
Post a Comment