özellikle yaşanan bir aldatma olayından sonraki bahanesidir erkeklerin "sadece seks". sıkıntı, aynı açıklamayı kadın yaptığında ortaya çıkar çünkü bir kadın asla ve asla "sadece seks" yapamaz. bir kadın kendini, o özel parçasını bir başkasına 'veriyorsa', mutlaka duygusal bir his vardır arada. her fırsatta takılacak rahat kadın bulamadıklarından dem vuran ve samantha gibi 'fuck like a man' felsefesini benimsemiş kadınlardan fazla sayıda olmamasını eleştiren erkekler, karşılarına öyle bir kadın geldiğinde ise kaypaklıkta sınır tanımaz. buraya kadar tamam, peki ama neden erkeklerde kadınların asla arada duygu olmadan sevişemeyeceği, her zaman ilişki peşinde koştuğu ve karşılarındaki her erkeğe potansiyel koca gözüyle baktığı düşüncesi hakimdir diye düşündüm, araştırdım, seksledim, sekslettim, bulguları topladım ve 3 ana sebebe ulaştım:
1. who will be the one to marry me: şimdi bazı kadınlar var ki gerçekten hayatları bir erkek etrafında olmadan tamamlanmıyor. sürekli bir arayış, bir yamanma peşindeler. haliyle bu kadınlar seksi bir silah olarak kullanıp erkek tavlamaya çalışıyorlar. vajinaları ilk geceden açılmak istese de beyinleri ağır basıyor ve seksi geciktirerek erkeği kendilerine bağlamaya çalışıyor, erkeklerin çoğu da sene olmuş 2010 hala yedikleri için bunu, kadınlar yolunu buluyor. ondan sonra hepimizin adı çıkıyor ilişki peşinde koşan, her yattığından sevgili yapmaya çalışan kadına. erkeklerin kadınları "eğlenilecek-evlenilecek" şeklinde kategorize etmesindeki aşağılamayı göremeyip sırf kendisi evlenilecek kategorisinde diye gurur duyan bu kadınlar yukarda bahsi geçen düşüncenin bir numaralı sebebi.
2. that just ain't good enough: bu durum ilkinden farklı çünkü gerçekten 'sadece seks' peşinde olmasına rağmen yanlış anlaşılan kadınların dramı var burada. bunun da sebebi, bazı kadınların 'sadece seks' algısının tek taraflı olması. şöyle ki; karşımızdaki erkek ne kadar az değer verdiğimiz, ne kadar az umrumuzda olan biri de olsa, biz onu 'sadece seks'ten öte görmüyor, "elinden tutup sokağa çıkartmam ama her türlü gideri var" diye bakıyor bile olsak onun bize öyle bakması gururumuza dokunuyor. oh ne ala memleket yani, biz herife et gözüyle bakacağız ama o bize aynı muameleyi yapınca hakaret sayacağız. bence bunun da bir numaralı sebebi ister istemez etkisi altında kaldığımız sosyal normlar ya da normalin üzerinde seyreden egomuz olabilir. her ne ise, "beni sadece seksten öte bir yere koymanı istiyorum" duygusunu karşımızdaki erkeğe hissettiriyor olmalıyız ki kadınların duygu olmadan seks yapamadığı düşüncesi yerleşiyor hepsinin beynine.
3. please excuse me Mr. you've got things all wrong: son sebepte artık biraz erkeklere çemkirmemin vakti geldi, çünkü bahsi geçen düşüncenin yerleşmesindeki en büyük sebeplerden biri erkeklerin 'aşk/duygu' ve 'şefkat/ilgi' arasındaki farka uyanamamış olmaları. sevişmeye başlarken iki meme sıkan, "aşkım, canım, bebeğim" laflarıyla ön sevişmenin allahını yaptığına inanan erkekler haliyle kadının seks esnasında öpüşmek, seksten sonra dokunulmak istemesini, "1-2-3 bom"un ötesinde adamla yatakta olduğu süre boyunca kaliteli zaman geçirme peşinde olmasını "bu kadınlar da hemen aşık oluyor, sevgili moduna girmek istiyor" şeklinde yorumluyor ve boşaldıktan sonra amerikan filmlerinden öğrendikleri taktiklerle kadını evden göndermeye çalışmayı marifet sayıyor. happy hour'a dönüşmesi gereken seks öncesini "bence uzun ilişki saçma yeaa" demeçleriyle doldurup after hour party olması gereken sex sonrasında kıçını dönüp "aman dokunmayayım da bir şey sanmasın" modunda takılınca kalıcı bir seks partneri olma şansını da yitiriyor.
böyle derinine inince devreye giren pek çok denklem sebebiyle aksi hissedilse de benim hala umudum var isyan etsem de istediğim kadar. birbirimizin suyuna gitmeyi öğrenirsek, birbirimizin suyunu getirmeyi de öğreneceğiz.