Friday, September 12

kırıntı

music non-stop: yolda yürürken müzik dinlemeyi çok seviyorum ancak dinlediğiniz müzikle yürüme temponuzun belirlenmesi başıma iş açabiliyor. şöyle ki, durağa arctic monkeys dinleyerek gittiğimde nefes nefese kalıyorum ve servisi bekliyorum bi süre, ancak zero7 dinleyerek gittiğimde de ucu ucuna yetişiyorum falan. denemelerim sonucunda jamiroquai arada bi tempo yakalamama yardımcı oldu. yetmiyor bittabii. önerilere açığım.

nane limon kabuğu: kendi hapşurma sesim bana hep çok normalmiş gibi geliyor ama başkalarınınki çok garip. bu konuya gelmişken, bu tarz seslerin yazılı hallerine kim karar veriyor? mesela neden 'hapşu' ya da 'muck'?

sivilcem: keremcem. nasıl bi insan olduğundan bahsederek kendimi ve sizi yormayacağım ancak bu ismin fonetik yapısı beni gıcık ediyor. 'kerem' kısmında açık 'e', 'cem' kısmındaysa kapalı 'e' kullanmak gerekiyor. gEnç, rEnk gibi sesletim hatalarının ve kendi kocasının adını bile doğru söyleyemeyen arzum onan'ın ülkesinde bu ismi düzgün telaffuz edebilen var mıdır bilmiyorum. ha düzgün telaffuz etmeye değer mi, orası ayrı konu.

skuul: biz ortaokuldayken serkan diye lise sonlardan bi çocuk vardı liz'in servisinde, adını yanlış hatırladıysam düzeltir. kendisi bilgisayar labındaki mouseların toplarını çalmıştı. serviste bize gösteriyor, biz de liz'le allahım ne kadar asi ve anarşik bi çocuk diye bakıyoruz. salakmışız baya.

6 comments:

Anonymous said...

Yolda yürürken eğer bir gün Patron, Şehinşah gibi rapçi isimleri dinlersen eminim servis gelmeden orada olursun.Bir gün dene bence :) Birde aklıma geldi skuul diyince, biz ortaokula giderken bilgisayar lab.nda bilgisayar öğretmeniyle Fifa turnuvası yapardık.Hey gidi günler hey diyebilitesim var.

Anonymous said...

sevgili voodoo,
uzun süredir blogunu takip etmekten ve neredeyse her yazdığına evet kesinlikle demekten kendimi alamıyorum. belki mübalağa gibi algılanabilir... lakin naçizane düşüncelerimdir dökülenler:)

yolda kapılıp gitmeme neden olandan çok, gitmemi sağlayan ve gittiğim yere zar zor beni ulaştıran, ancak sevdiğim gruplar arasında bu aralar stateless var. belki tadına bakmışsındır eğer aksi söz konusuysa özellikle prism 1i tavsiye ederim...bir de The Brian Jonestown Massacre...ve önerim de wisdom:)

bol bol sevgiler benden...

i.

cız-bız-liz said...

ulan kadın! ne açarsın kirli sayfaları.
ps:serkan evet. ve kendisi aynı zamanda her metalika şarkısını sanki album çalarmışcasına ağzıyla çalardı.

cız-bız-liz said...

bi de üstteki kişiye demek isterim ki,
şu gece "stateless-inscape" loop'a alınmış, garip duygular her bi hücremizi sarmıştır.yannız servise yetişmek için diil yağmur altında yürümek içindir bence.

voodoo girl said...

inoue,

çok teşekkür ederim. lakin stateless indirmek istedim ve bulamadım limewire'da, böyle bir sorunum var. liz'den msn üzerinden alırım artık.

Anonymous said...

http://rapidshare.com/files/82789335/Stress_-_Stress.rar

bu linkten bahsedilen iki şarkının da bulunduğu albüme ulaşabilirsin. umarım geç kalmamışımdır eline ulaştırmada...

cız-bız-liz'le de hemfikirim. Bunun yanına yağmur altında yürürken dinlemek için Blonde Redhead'i tavsiye edebilirim. For the damaged bazen güzel gider...