--> canım ülkemin social network sitesici ve forumcu çocukları nutella'ya tapmanın ve eternal sunshine, fight club gibi filmleri yere göğe sığdıramamanın 'cool'luk olduğunu düşünüyor ya, ben ona çok gülüyorum.
--> beşiktaş tribünlerinin yarattığı tezahüratlara saygı duymamak, o yaratıcılığı tartışmak zaten çok anlamsız; lakin tarihimizdeki bir tezahürata karşı sinirim, kabullenememem bir türlü azalmadı. kayahan bestesi bizimkisi bir aşk hikayesi. yapmayın nolur.
--> hayatımdaki insanları kolay silen, hataları affetmeyen bir yapım var kabul ediyorum hakim bey. bu işin son noktası adını anmak istemediğim şu filmle alakalı olarak vuku buldu. daha önceden takip ettiğim bir blogda bu filme övgüler yağdırılıp bana göre mükemmelliği tartışılmaz bir hollywood yapımına dil uzatılınca, blogu takip etmekten vazgeçtim. zevk renk meselesi değil bana göre, ben o filmi beğenen insanı sorguluyorum arkadaş. bu olayın üzerinden baya vakit geçti de itiraf.com olasım geldi birden.
--> haftasonu okumam gereken sınav kağıtlarını cumartesiden okudum ki sivasspor maçının üzücü bir sonucu olursa hıncımı pazar beberuhilerin kağıtlarından çıkarmayayım. böyle de düşünceli bir eğitim neferiyim işte.
--> dün gece rüyamda, seneye başlayacağım management in education master'ından sonra mensubu olduğum üniversitede sanat tarihi doktorası yapma kararımı açıklıyordum ve çok mutluydum. ne ayak?
--> readerdan okuduğum bir posta yorum yapmak üzere tıklayıp "Üzgünüz, aradığınız sayfa ..... adlı blogda yok" yazısını görünce elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi hissediyorum.
--> uzmanlar pazartesi sendromuna kapılmamak için pazar gününü normal bir günmüş gibi yaşamamızı salık veriyor ancak ben uzun kahvaltı, maç izlemek ve saatlerce süren banyolar yapmak dışında pazar aktiviteleri hayal edemiyorum.
--> insan blog takip ederken ister istemez yazar hakkında bir görüntü oluşuyor kafasında. işte o görüntü beklenenden çok farklı olunca sesine bayıldığınız bir radyocunun çok çirkin olması gibi bir hayal kırıklığı anı oluyor. sevmiyorum onu.
--> geçen gün bir arkadaşı ziyaret amacıyla doğduğum ve büyüdüğüm semte gittim. ilkokulumun önünden falan geçtim. hissettiğim duygular nostalji kafasında romantik kız yazıları yazmaya çok uygundu ancak benden çıkmaz öylesi. o yüzden siz bu hafta -18 emo kızların ergenlik bunalımlarını ve aşk hakkındaki derin düşüncelerini okurken beni de düşünün, telepatik ve bombastik olalım.
--> beşiktaş tribünlerinin yarattığı tezahüratlara saygı duymamak, o yaratıcılığı tartışmak zaten çok anlamsız; lakin tarihimizdeki bir tezahürata karşı sinirim, kabullenememem bir türlü azalmadı. kayahan bestesi bizimkisi bir aşk hikayesi. yapmayın nolur.
--> hayatımdaki insanları kolay silen, hataları affetmeyen bir yapım var kabul ediyorum hakim bey. bu işin son noktası adını anmak istemediğim şu filmle alakalı olarak vuku buldu. daha önceden takip ettiğim bir blogda bu filme övgüler yağdırılıp bana göre mükemmelliği tartışılmaz bir hollywood yapımına dil uzatılınca, blogu takip etmekten vazgeçtim. zevk renk meselesi değil bana göre, ben o filmi beğenen insanı sorguluyorum arkadaş. bu olayın üzerinden baya vakit geçti de itiraf.com olasım geldi birden.
--> haftasonu okumam gereken sınav kağıtlarını cumartesiden okudum ki sivasspor maçının üzücü bir sonucu olursa hıncımı pazar beberuhilerin kağıtlarından çıkarmayayım. böyle de düşünceli bir eğitim neferiyim işte.
--> dün gece rüyamda, seneye başlayacağım management in education master'ından sonra mensubu olduğum üniversitede sanat tarihi doktorası yapma kararımı açıklıyordum ve çok mutluydum. ne ayak?
--> readerdan okuduğum bir posta yorum yapmak üzere tıklayıp "Üzgünüz, aradığınız sayfa ..... adlı blogda yok" yazısını görünce elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi hissediyorum.
--> uzmanlar pazartesi sendromuna kapılmamak için pazar gününü normal bir günmüş gibi yaşamamızı salık veriyor ancak ben uzun kahvaltı, maç izlemek ve saatlerce süren banyolar yapmak dışında pazar aktiviteleri hayal edemiyorum.
--> insan blog takip ederken ister istemez yazar hakkında bir görüntü oluşuyor kafasında. işte o görüntü beklenenden çok farklı olunca sesine bayıldığınız bir radyocunun çok çirkin olması gibi bir hayal kırıklığı anı oluyor. sevmiyorum onu.
--> geçen gün bir arkadaşı ziyaret amacıyla doğduğum ve büyüdüğüm semte gittim. ilkokulumun önünden falan geçtim. hissettiğim duygular nostalji kafasında romantik kız yazıları yazmaya çok uygundu ancak benden çıkmaz öylesi. o yüzden siz bu hafta -18 emo kızların ergenlik bunalımlarını ve aşk hakkındaki derin düşüncelerini okurken beni de düşünün, telepatik ve bombastik olalım.
14 comments:
koyyım nutella'ya. tüp çokokremi ağzıma sıkısıkıveririm, benden cool'u olmaz.
ayrıca voodoo, postlarınla tüm blogger camiasını işkillendiriyorsun, ve bu benim çok hoşuma gidiyor. adın ne senin?
"postlarınla tüm blogger camiasını işkillendiriyorsun" ne demek be :)
babaannemin fix lafı vardır; "işkilli büzük dingilder"
ben de dingildedim bir an, dönüp baktım bloguma, nutella coolluğunu sergilemişmiyim diye zamanında. yada şu bahsedilen filmler. e gayet normal, herkes uyar şeytana. bir ekmek uğruna!
ahaha! bu işler böyle!
hahahaha ya o nutella mevzusu daha çok yonja ve 80630 tarzı sitelere göndermeydi, facebokum olmadığından orada da yapıyorlar mı bilemiyorum. yoksa ben de seviyorum bahsi geçen şeyleri ancak bunu afişe etmenin amacı bariz oluyor bazı durumlarda.
diğer film ise tehlikeli bir konu, zira 10 kişiden 9u beğendi filmi. benim ne derece nefret ettiğimi zaten okudunuz blogda, arkadaş ortamlarında da ölümüne çemkiriyorum evet :)
bi de beraber yürüdük bu yollarda tezahüratı var. yasaklansın bunlar.
nutellanın fanatiklik yapcak neyi var ben de anlamıyorum. bence diğerlerinden bi farkı yok. hatta sarelle daha güzeldi. yeniden çıkmış daha denemedim.
filmler iyi yahu. ama en sevdiğim film fight club deyip de o tip sitelerde markaların fan klüplerine, gruplarına üye olanlar var. bu çelişkiye uyuz oluyorum.
diğer film ıssız adamı izlemedim.
voodoo ya sondan ikinci maddenin travmasını bi on gündür falan atamıyorum üstümden. hiç sorma. bi de ben seni okumayı çok seviyorum da sen çok aralıklı yazıyosun ya :))
napıyolar ki abi o sitelerde nutellayla ilgili?
nutella sevdiğime utanicam nerdeyse, kim bilir neler yapıyo kendini bilmez gençlik.
"arkadaş ortamlarında da ölümüne çemkiriyorum evet :)
"
ehauahoeşıwyhj!
alla alla alla allaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!
gülş; yoksa aynı bloggerdan dolayı mı travmadayız dıbıdıs :)
liz; olum hatırlamıyo musun 80binde forumlarda falan topic açarlardı nutella diye ona istinaden yazdım.
yüo.
ben daha çok kim daha güzel forumlarını bi de çıkan kavgaları hatırlıyorum.
bir de istanbul mu ankara mı tartışmaları vardı hatta birinde ankaralılar akbil kullanmıyor diye kültürsüz ilan edilmişti bir beyin fakiri tarafından. bak 80630dan ne kadar nefret ettiğimi bir kez daha hatırladım şimdi.
80630 un ne olduğunu bilmiyorum ama ben beşiktaş taraftarının kayahan şarkısına beste yaptığını hatırlamıyorum. Hani hafızamda kuvvetlidir şu atkı açıp hoporlör(nasıl yazılıodu bu) den çalan şarkının bir anda kesilip siyah beyaz denmesinimi kastediyorsunuz yoksa.
evet bir tezahürat yaratmış değiller de sırf içinde siyah beyaz geçiyor diye o şarkının sahiplenilmesine katlanamıyorum kayahan iğrenç bir insan olduğundan.
ya ama maça gittiğimde tahammül edebiliyorum ben ona. eşlik bilem ediyom bazen itiraf.com
Post a Comment